Özünal, vefat eden kişilerin ardından 1., 2. ve 3. gün düzenlenen yemekli mevlitlerin artık ciddi bir külfet haline geldiğini belirtti. Ailelerin acı içinde geçen bu süreçte hem maddi hem de manevi olarak büyük bir yük altında kaldığını ifade eden Özünal, söz konusu uygulamanın dini bir zorunluluk değil, toplumsal bir alışkanlık olduğuna işaret etti:
"1., 2., 3. gün yemekli mevlit'i dini bir zorunluluk değil, tamamen gelenekten ibarettir. Dinimizde böyle bir mecburiyet yoktur. Bu nedenle, hem israfa hem de acının büyümesine neden olan bu uygulamayı artık terk etmeliyiz."
Taner Özünal, bu geleneğin toplumda israfa neden olduğunu ve acılı aileleri ek bir baskı altına aldığını belirterek, daha sade ve anlamlı bir yas kültürünün benimsenmesi gerektiğini savundu.
"Müslüman halkı olarak acıyı paylaşmanın en güzel yolu, dualarımız ile ailenin yanında olmaktır. Yemekli mevlit geleneğini kaldırarak, bu konuda örnek bir adım atmalıyız." Özünal’ın açıklamaları, toplumda yerleşmiş bazı alışkanlıkların yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dair önemli bir tartışmayı gündeme taşıdı.




