Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Deniz Orhan, özellikle Adana’nın Yumurtalık ilçesindeki termik santrallerin etkilerini aktardı.
Deniz Orhan, “Bir çevreci gözüyle bakacak olursak termik santraller kirletici etkisi en yüksek olan enerji üretim tesislerinden biridir. Burada direkt yurtdışından ya da yurtiçinden temin edilen kömür yakılarak enerji elde ediliyor. Kömür gibi fosil yakıtların yakılması Paris İklim Anlaşması’nda 2053 yılına kadar zaten sağlanması gereken karbon ayak izinin sıfırlanmasıyla ilgili dünyada birçok ülke termik santrallerini kapatma durumuna gelmiş durumda. Olanları da belirli periyotlarla kapatacaklar. Yenilenebilir enerji kaynağına geçecekler.” dedi.
SADECE HAVAYI KİRLETMİYOR
Termik santrallerin sadece havaya kirlilik vermediğini söyleyen Başkan Orhan şunları söyledi:
“Aynı zamanda dip külü dediğimiz bir kirletici kaynağı var. Bunlar da milyonlarca tona ulaşıyor. Tozunma yoluyla havayı kirletiyor. Ve ayrıca denizden soğutma suları kullanılıp tekrar denize deşarj edilerek denizdeki sıcaklığı artırıyor. Bu da denizdeki ekosisteme zarar veriyor. Nereden ele alırsak alalım kirletici yönü yüksek bir enerji alanı termik santraller. Tabi yaşadığımız kente de termik santrallerin kurulmasıyla ayrı bir kirletici etki oluyor. Bu da insan sağlığı için zararlı.”
ADANA GİBİ 3 İLE YETECEK ENERJİ ÜRETİLİYOR
Yumurtalık ilçesindeki termik santrallerle ilgili bir örnek veren Orhan şöyle konuştu:
“Adana’da üretilen enerji ülkede çok yüksek bir noktada. Yani kendi ilimiz gibi 3 ile yetecek şekilde enerji üretiyoruz. Bu enerji üretilerek oluşturulan kirletici etkinin Çukurova topraklarında kalması demek oluyor. Bu kirlilik toprağımızı, havamızı, suyumuzu kısaca yaşam alanlarımızın hepsini etkiliyor.”
