“Mali Müşavirler Cezalandırılıyor!” Levent Deniz’den Sert Uyarı
“Mali Müşavirler Cezalandırılıyor!” Levent Deniz’den Sert Uyarı
İçeriği Görüntüle

Yıllık ortalama 600-700 kilogram olan dekar başı gül verimi bu sezon 150-200 kilograma kadar geriledi. Bölge halkı bu düşüşe rağmen üretimi sürdürmeye çalışırken, Burdur’un gül bahçeleri doğa ve ekonomi için hayati rol oynamaya devam ediyor.

DOĞAYA DİRENEN NAZLI GÜL

Su kaynaklarının hızla azaldığı Göller Yöresi'nde, gül üretimi mısır ve yoncaya göre yüzde 75 daha az su tüketmesi nedeniyle sürdürülebilir bir tarım modeli olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda Burdur Gölü çevresinde oluşan tozların yayılımını azaltan gül bahçeleri hem çevre hem de insan sağlığı için kritik bir filtre görevi görüyor.

Gül üretiminin merkezi hâline gelen Karakent’te yaklaşık 400 dekarlık alanda yapılan üretim, yalnızca gül yağı ihracatıyla değil, ekoturizme sağladığı katkıyla da bölge ekonomisine can veriyor. Ancak iklim koşullarındaki olumsuzluklar nedeniyle gül yağı üretimi hedefleri de büyük ölçüde aşağı çekildi. Geçen yıl 50-100 litre arasında gerçekleşen üretimin bu yıl 20-30 litreye düşmesi bekleniyor.

“DON TOMURCUKLARI KURUTTU”

Lisinia Doğa Projesi’nin sorumlusu ve gül üreticisi Öztürk Sarıca, küresel ısınmanın etkileriyle birlikte son yıllarda tarımda ciddi sorunlar yaşandığını dile getirerek şunları söyledi:

“Burdur Lisinia'da gül hasadımız başladı. Ama son yıllardaki küresel ısınmanın etkileri maalesef üretimimizi de etkilemiş durumda. Özellikle son yaşanan donlar nedeniyle dekarda yaklaşık 600 ile 700 kilograma kadar aldığımız gül verimi şu anda 150 ile 200 kilograma kadar düşecek gibi görünüyor. Donlar ile birlikte tomurcukların gelişimi tamamen durdu ve don aldı. Dolayısıyla bahçelerde eski görselimiz olmasa da gülü toplamak durumundayız. Çünkü Türkiye ekonomisine çok ciddi bir katkısı var.”

GÜL GÖLÜN GELECEĞİ İÇİN UMUT

Gülün sadece ekonomik değil, ekolojik katkılar sunduğunu da vurgulayan Sarıca şöyle devam etti:

“Gül, mısır ve yoncaya göre yüzde 75 oranında daha az su tüketen bir bitki. Aynı zamanda ekonomik değeri çok yüksek. Gölde tozlaşan alanların tozları özellikle yakın çevreye yayılırken, tıbbi aromatik bitkiler ve gül, tozlar konusunda ciddi anlamda bir perdeleme yapıyor. Bu sayede tozlar insan sağlığını daha az etkiler hale geliyor.”

PİYASA BELİRSİZ, FİYATLAR DÜŞÜŞTE

Gül yağı fiyatlarının da bu yıl gerilemesi bekleniyor. Geçen yıl 11-12 bin Euro olan litre başı fiyatın bu sezon 7-10 bin Euro bandında oluşacağı tahmin ediliyor. Ancak piyasa henüz netleşmiş değil. Sarıca, iklimin anormal seyretmesi nedeniyle hasadın geç başladığını, sürecin oldukça yavaş ilerlediğini de sözlerine ekledi.

EKOTURİZM CANLI, UMUT DEVAM EDİYOR

Gül üretiminin yanı sıra bölgedeki ekoturizm de her geçen yıl ivme kazanıyor. Sarıca, geçen yıl yaklaşık 100 bin ziyaretçi ağırladıklarını hatırlatarak bu yıl daha fazla ilgi beklediklerinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

“Hasadın başlamasıyla birlikte on binlerce kişi şu ana kadar bahçemizi ziyaret etti. Önümüzdeki günlerde bu sayının artacağını düşünüyoruz.”

Kaynak: İHA