Kene ile temasta yapılan yanlış müdahalelerin hastalık riskini artırabileceğine dikkat çeken Ersoy, "Keneyi yanlış çıkarmak, hastalık bulaşını kolaylaştırabilir. Bu nedenle bilinçli davranmak çok önemli" dedi.

Bu belirtilerden iki tanesini görenler hemen doktora başvursun: Uzmanlar uyardı
Bu belirtilerden iki tanesini görenler hemen doktora başvursun: Uzmanlar uyardı
İçeriği Görüntüle

“Çıplak Elle Müdahale Riskli”

Vücuda yapışan bir kenenin çıplak elle kesinlikle çıkarılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ersoy, "Kene, tutularak çıkarılmaya çalışıldığında ya da üzerine kimyasal madde döküldüğünde kusabilir. Bu durum, taşıdığı mikroorganizmaların kana karışmasına ve hastalık bulaşmasının artmasına neden olur" açıklamasında bulundu.

Uygun çıkarma yöntemleri hakkında bilgi veren Ersoy, “Kene, baş kısmına yakın yerden bir cımbız ya da özel bir kene çıkarıcı pens yardımıyla nazikçe çekilerek çıkarılmalı. Elimizde bu tür ekipman yoksa ip yöntemiyle dikkatlice çıkarılması da mümkün. Ancak kenenin vücuttan uzaklaştırılmasında aceleci ve bilinçsiz davranmak bulaş riskini artırabilir” şeklinde konuştu.

“Patlatmayın, Kimyasal Dökmeyin”

Kene çıkarıldıktan sonra nasıl imha edilmesi gerektiğine de değinen Prof. Dr. Ersoy, şu uyarıda bulundu: “Keneyi patlatmak ya da çıplak elle ezmek doğru değil. Çevreye bulaş riskini önlemek için keneyi alkol ya da yüzde 10’luk çamaşır suyu bulunan bir kaba koymak en güvenli yöntemdir.”

“Vücudu Kontrol Etmek Şart”

Özellikle kır alanlardan dönen kişilerin, kene açısından vücutlarını dikkatlice kontrol etmeleri gerektiğini belirten Ersoy, “Diz arkası, koltuk altı ve saç dipleri gibi bölgeler en sık kene tutunan yerlerdir. Elle yapılan basit bir kontrol bile erken fark edilmesini sağlayabilir. Kene tespit edildiği anda sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir” dedi.

“İlk 10 Gün Kritik”

Kene temasından sonraki ilk 10 günün son derece önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Bu süreçte ateş, halsizlik, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal veya vücutta kanama gibi belirtiler gözlemlenirse, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı. 'Geçer' diyerek beklemek, hayati riske neden olabilir” ifadelerini kullandı.

“Her Kene Taşıyıcı Değil Ama Tedbiri Elden Bırakmamalı”

Her kenenin hastalık taşıdığına dair bir genellemenin doğru olmadığını belirten Ersoy, "Her tutunan kene, KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) virüsünü taşımıyor. Ancak bulaş riski olan bir kene ile karşı karşıya kalındığında tedbirli olmak şart. Ülke genelinde bu hastalık görülebiliyor ve bildirime tabi bir hastalık olduğu için sistematik şekilde takip ediliyor" dedi.

Türkiye genelindeki ölüm oranlarının ortalama yüzde 5 civarında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy, uygun takip ve erken müdahale ile bu oranın daha da düşürülebileceğini belirtti. “İlk 10 gün içerisinde herhangi bir belirti görülmezse, risk büyük oranda atlatılmış demektir. Ancak bu süreci ihmal etmemek gerekiyor” şeklinde uyarısını tamamladı.

Kaynak: İHA