Daha önce milattan önce 4350 yılına tarihlenen kalıntıların tespit edildiği höyükte, bu yıl yeniden kazı çalışmalarına başlandı. Düzce Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Yasemin Yılmaz’ın başkanlığında yürütülen kazılara müze görevlilerinin yanı sıra köy sakinleri de destek veriyor.
Kazı alanını ziyaret eden Tunceli Valisi Şefik Aygöl, sembolik bir kazı yaparak sürece katkı sağladı. Vali Aygöl’e Pertek Kaymakamı Yusuf Ziya Yaktı, Pertek Belediye Başkanı Recai Vural, İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmet Hakan Ulaşoğlu ile Tunceli Müze Müdürü Kenan Öncel de eşlik etti.
Vali Şefik Aygöl, kazılara ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu alan 2021 yılında birinci derece arkeolojik sit alanı olarak kabul edildikten sonra Bakanlığımız, Kültür Turizm Müdürlüğümüz, Müze Müdürlüğümüz ve Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden bir heyetle kazıya başlandı. Mütevazı imkânlarla başlayan çalışma aynı şekilde sürüyor. Bir tarih aydınlanıyor. Özel mülkiyet alanlarında çalışıyoruz ancak vatandaşlarımız anlayış gösteriyor. Sorunları çözüp bu yılı yeniden başlattık. Bakanlığımızın desteği var, biz de yerelde bu desteği artırmak istiyoruz. Bu kazı ile bölgenin çok eski bir tarihe sahip olduğu ortaya çıkacak” dedi.
DNA Testiyle Kanıtlanan 4350 Yıllık Tabaka
Tunceli Müze Müdürü Kenan Öncel, höyüğün ilk olarak 2017’de keşfedildiğini ve ardından birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillendiğini hatırlattı. Öncel, “2021-2022 yıllarında iki sezon boyunca Bakanlığımızın izinleri doğrultusunda Valilik ve Kaymakamlığımızın da destekleriyle kazı çalışmaları yapmıştık. Ara verilen çalışmalara 2025 yılında yeniden başlandı” diye konuştu.
Kazılarda önemli bulgulara ulaştıklarını belirten Öncel, “Höyüğün en üst tabakasında günümüzden milattan önce birinci bine tarihlenen kalıntılar bulundu. Ayrıca milattan önce 4350 yılına tarihlenen bir tabakaya ulaşıldı. Bu tarih, iskelet üzerinde yapılan DNA testiyle de doğrulandı. Şu anda bulunduğumuz noktada ise anıtsal bir yapı tespit ettik. Bu, bölge için oldukça değerli. Tunceli, Türkiye’nin arkeolojik açıdan en az bilinen bölgelerinden biriydi. Bu çalışmalarla bölgenin arkeolojik tarihinin temelleri atılıyor” dedi.
Köylüler Kazılara Sahip Çıkıyor
Kazılara merakla ilgi gösteren köy sakinleri de sürece destek veriyor. Veysel Al isimli köy sakini, “Köyümüzde daha önce herhangi bir etkinlik yoktu, ama şimdi var. Köye, ilçeye ve ile katkısı oluyor. Ayrıca bizden önce yaşayan insanların ne şartlarda yaşadığını görüyoruz. Bu da bize ışık tutuyor” dedi.
Zeynel Kete ise, “Eski öykülerde, mitolojilerde, hikayelerde burada tarihi bir emarenin olduğu yaşlılarımız tarafından söyleniyordu. Kazılara başlandı. Milattan önce 4 bin, 5 bin yılına yakın bulgulara rastlandı. Bu da buranın 6 bin, 6 bin 500 yıllık bir tarihi olduğu anlamına geliyor. Göbeklitepe’den sonra belki de en eski yerlerden biri olabilir. Köyümüzün bu değere sahip olması önemlidir. Bu tarihin uluslararası bilim camiasına sunulması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Kazılarda müze görevlileri Özgür Şahin, Sedat Oylu, Ümit Demirtaş ve Yağmur Kılınç Turuncular’ın da aralarında bulunduğu 10 kişilik ekip titizlikle çalışmalarını sürdürüyor.
