“İktidar, İmar Değil Rant Aktarıyor” “İktidar, İmar Değil Rant Aktarıyor”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2025 yılı bütçe görüşmesinde konuşan Dr. Şevkin, Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’a dönüp ironi yaparak, “Aslında kabine içerisindeki tek kadın bakan olarak sizi pamuklara sarmamız gerekiyor” diye konuştu. AKP iktidarının 22 yıllık sürecinde kadın cinayetlerinin artarak sürdüğünü kaydeden Dr. Şevkin, kadınları ve aileyi koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına komisyon toplantısındaki dövizle tepki gösterirken, kadınlar için büyük önem taşıyan 6284 sayılı yasanın da etkin uygulanmadığını kaydetti.
“SORUNLARI ÇÖZECEKLERİNE KREŞLERLE UĞRAŞIYORLAR”
Depremde kayıp çocukların hâlâ bulunamadığına işaret eden, ziyaret ettiği Kahramanmaraş’ta da gördüğü gibi hayatta kalan çocukların yaşam savaşı verdiğini, konteynerkentlerde ise insanlık trajedisi yaşandığını ifade eden Dr. Şevkin, “İzmir’de 5 çocuk yoksulluktan öldü. Bakanlık, sadece aileyi ziyaret etmekle övündü. Adana’da bir söz vardır: “Allah bağı bekçisinden korusun!” Türkiye’de çocuk işçiliği artıyor! Huzurevlerinde, bakımevlerinde çocuklar, yaşlılar şiddete, tacize, tecavüze uğruyor! Adana Aladağ’da kızlarımız göz göre göre yanarak öldü! Ruhsatsız silah sayısı 36 milyona dayandı. Uyuşturucu kullanım yaşı oldukça düştü! AKP, bu sorunları çözeceğine CHP’li belediyelerin açtığı ve çocuklarımıza temiz ortam, yemek sunan, çocukları koruyan 653 kreşi kapatmaya çalışıyor” diye konuştu.
Bakanın sunumunda, yoksullukla mücadeleye 220 milyar lira ayrıldığını ve 50,6 milyar liranın da kadınlar için ayrıldığını ifade eden Dr. Şevkin, “Fakat nedense alanda bunun etkilerini bir türlü göremiyoruz. İnsanı aç, hayvanı aç, toprağı aç bir ülkeyiz ve bu ülkede 22 yıllık iktidarınız döneminde kadınlar öldürülüyor, çocuklar öldürülüyor, hayvanlar öldürülmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Adana'da 12 saat içerisinde 5 kadın öldürüldü. Böyle rakam olarak ifade etmekten artık utanç duyuyoruz” dedi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KALDIRILDI, KADIN CİNAYETLERİ ARTTI”
Türkiye'de kadınları ve aileyi koruyan İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kalktığı 1 Temmuz 2021 tarihinden bugüne kadar tam bin 113 kadının öldürüldüğünü, 791 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğunu dile getiren Dr. Şevkin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye'nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayeti yaşanırken, takip eden 2022 yılındaysa kadın cinayetleri yaklaşık yüzde 20 artarak 334'e çıktı ve 315 kadın maalesef 2023 yılında cinayete kurban giderken, yine 248 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair en önemli yasal dayanaklarımızdan biri de 6284'tür. Ve bu sorunun sebebi olan en önemli konu toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir ve bununla da mücadele edilmesi gerekiyor. Bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi ise İstanbul Sözleşmesi'ndedir. Sözleşmeden imza çekenlerin, gözünü 6284 sayılı Kanun'a dikenlerin göstermelik kanun teklifleriyle kadına yönelik şiddetle mücadele etmesi mümkün değildir.
“ALLAH BAĞI BEKÇİSİNDEN KORUSUN”
Depremde kayıp -organ mafyasına kurban giden, kaybolan- çocuklar olduğu gibi ne yazık ki geçen gün Kahramanmaraş’ta bir kar yağışında çadırı yırtılan bir babanın feryadında da gördüğümüz gibi, yaşayan çocukların da âdeta ölmeyi tercih edebileceği bir yaşam mücadelesiyle de karşı karşıya olduklarını, deprem bölgelerinde insani koşulların hâlâ sağlanamadığını buradan dikkatinize sunmak isterim.
Adalet ve Kalkınma Partisi bu sorunlarla uğraşacağına kreşleri kapatmaya çalışıyor. CHP'li belediyelerin Türkiye çapında açtığı kreş sayısı 653 iken keşke çocuklar barındırıldığı için bir teşekkür etseniz bu belediyelere. İzmir'in Selçuk ilçesinde yaşları 1 ile 5 arasında, yaşayan kardeşlerin evine 18 kez gittiğinizi söylüyorsunuz. Keşke bunları korumaya alsaydınız ama bizim Adana'da bir laf var "Allah bağı bekçisinden korusun" derler. Yani sizin koruma altına aldığınız çocuklarda da gördüğümüz üzere; İstanbul'da yüzde 95 otizmli bir çocuk maalesef geçici olarak teslim edildiği özel bir bakımevinde kontrol edilmediği için, buralar yeterince denetlenmediği için hayatını kaybetti. Aile, çocuğun ölümünde ihmal olduğunu savunarak adalet arıyor ancak neredeyse iki yıl süren hukuki süreçte hâlâ bir sonuç alınamıyor.
RUHSATSIZ SİLAH SAYISI 36 MİLYONA DAYANDI, UYUŞTURUCU İLKOKULLARA İNDİ”
Çocuk işçiliği, çocuk ölümleri, çocuk cinayetleri artıyor. Ülkede çalışan çocuk sayısı alabildiğine artarken buna ilişkin ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Çocuk yuvalarında ve huzurevlerinde çalışan insanlar, örneğin Niğde'de engelli bakım merkezinde 10 yaşındaki çocuğun hayatını kaybettiği ve 14 kişinin tutuklandığı olay ortada. Huzurevinde, huzur ve bakımevinde insanların uğradığı şiddet sadece Niğde'yle sınırlı kalmış olamaz. Buralarda çalıştırdığınız insanların liyakati, sosyolojisi, psikolojisi, maaşı bu tür olaylara etkendir. Bunlar da kontrol ediliyor mu Sayın Bakan? Aladağ yangınında yitip giden çocuklar, Ensar Vakfı'nda tecavüze uğrayan çocuklar, Özel Ercan Bakımevi’nde geçici süreyle teslim edilen çocuklar ve trafikte -Adana kentinde çok sayıda var- cam silmeye uğraşan, dilendirilen, kimsesiz, uyuşturucuya mahkûm edilmiş çocuklar yürek dağlıyor. Ruhsatsız silah sayısı 36 milyona dayandı ve ülkede şiddet maalesef ilkokullara kadar inmiş durumdadır.”

Kaynak: BÜLTEN