Barut, konuşmasında AKP iktidarının tarım politikalarını sert sözlerle eleştirdi.
Tarımın AKP eliyle çökertildiğini savunan Barut, çiftçinin içinde bulunduğu duruma dikkat çekerek şunları söyledi:
"AKP'ye rağmen yok edilmek istenen tarımı ve çiftçimizi ayağa kaldıracağız. Çiftçimizin yüzünü güldüreceğiz. Meclis'te gösterdiğimiz kararlılıkla mücadeleyi büyüteceğiz, bu zulmü bitireceğiz. Atama bekleyen gençlerimizin de hakkını mutlaka alacağız! Meclis kürsüsüne üreticilerimizin simgesi şapkayla çıkmamızdan ve gerçekleri haykırmamızdan rahatsız olanlara sesleniyoruz; Bu şapkayı yere atana değil attırana bakın, bu durumdan utanın" dedi.
Negatif büyüme tepkisi
TBMM Genel Kurulu’nda konuşmasına, Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan Barut, tarımın stratejik bir sektör olduğunu vurguladı. Tarımın korunması ve desteklenmesi gereken bir alan olduğuna dikkat çeken Barut, Türkiye’de tarımın serbest piyasanın insafına bırakıldığını söyledi.
Ayhan Barut, tarım sektöründeki küçülmeye ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Tarım aynı zamanda korunmaya ve desteklenmeye de muhtaç bir sektördür. Tarım, tüm sektörlerin anası konumundadır. Tarım sektörü, ülkemiz hariç tüm ülkelerde korunup kollanırken, maalesef ülkemizde serbest piyasanın acımasız rekabetine terk edilmiştir. 2025 yılında gayrisafi hasılanın üçüncü çeyreğinde inşaattan finansa, iletişimden hizmet sektörüne kadar tüm sektörler yüzde 2,1 ile 13,7 arasında büyümüştür; buna hiçbir itirazımız yok ancak tek küçülen sektör var, yüzde eksi 12,7'yle tarım sektörü. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 'Tarım sektörü eksi 12,7 negatif büyüdü' dedi. Ya, buradan soruyorum: 'Negatif büyüme' ne demek? Aklımızla alay mı ediyorsunuz, dalga mı geçiyorsunuz?"
“Çiftçinin üretmesi suç mu?”
AKP iktidarının tarımı desteklemediğini dile getiren Barut, destekleme bütçelerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Avrupa Birliğinin bütçesinin yüzde 33'ü tarıma destek olarak ayrılırken ülkemizde 77,3 trilyonluk gayrisafi millî hasılanın kanuna göre yüzde 1'i olan 773 milyar destek verilmesi gerekirken maalesef 168 milyar destek öngörülüyor. Bu, 19 trilyonluk bütçenin yüzde 1'i ancak, hatta değil bile, millî gelirin de binde 2'si. Oysa tarıma ayrılan desteğin tam 16,5 katı olan 2 trilyon 742 milyar para faize ayrılıyor. Bu çiftçilerimize Allah'tan reva mıdır? Ülkemizin gıda güvenliğini tehlikeye soktuğunuzun farkında değil misiniz? Ellerinin nasırıyla, alınlarının teriyle 45 derece sıcaklıkta üretim yapan çiftçimiz bunu hak ediyor mu? Çiftçilerimizin tek suçu üretmek mi? Üreterek ve çalışarak batıyor."
Kürsüde şapkayı fırlattı
Kürsüye getirdiği tarımsal ürünleri tek tek gösteren Barut, üreticinin yaşadığı zararı şu sözlerle anlattı:
"Buraya manav açmaya gelmedik. Bu yıl çiftçi ne ektiyse zarar etti. Örneğin, şu pamuk: Kilosu 30 liraya mal oldu, 40 liraya satılması gerekirken 25 liraya satıldı. Yine, şu soğan: 8-10 liraya mal oldu, 4 liraya satıldı, sonradan da tarlada çürüdü. Domates, aynı şekilde çürüdü. Şu erkenci mandalinanın 8 lira, 10 lira olması gerekirken 1 liraya, 2 liraya şu anda da alıcısı yok. Değerli arkadaşlar, aynısı karpuz için, patates için de geçerli. Bu gördüğünüz şapka var ya, bu gördüğünüz şapka çiftçimizin sembolüdür, simgesidir. Çiftçi, kazanç sağladığı zaman bu şapkayı her zaman havaya fırlattı ama AKP iktidarında üretici hiçbir zaman bu şapkayı havaya atamadı, âdeta hep böyle yere fırlattı."
“Su fakiriyiz” uyarısı
Kuraklık ve su yönetimi konusuna da değinen Barut, kapalı basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Ülkemiz 112 milyar metreküp su kaynağına sahip, kişi başına 1.300 metreküp su düşmektedir; Su fakiri bir ülkeyiz. Buna çözüm bulmamız gerekiyor. Bu suyun da yüzde 75'i tarımda kullanıldığına göre, vahşi sulama, salma sulama yöntemiyle kullanıldığı için o zaman kapalı basınçlı sulama sistemine geçmemiz gerekiyor. İktidarın acilen tüm ülkede kapalı basınçlı sulama sistemine geçmesi gerekirken DSİ'ye ayrılan kaynak yeterli mi? Vallahi yeterli değil. Dolayısıyla DSİ ya da diğer kurumların kaynaklarını artırıp, su problemini bir daha yaşamak istemiyorsak kapalı basınçlı sulama sistemine geçmemiz gerekiyor" dedi.
Atama çağrısı
Tarım alanında atama bekleyen meslek gruplarının sorunlarını da gündeme taşıyan Barut, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Meslektaşlarımız, ziraat, gıda mühendislerimiz, veteriner hekim, su ürünleri, teknisyenler, teknikerler, günlerdir burada konuşma yapacağımızı biliyor, mesajlarımızı, maillerimizi doldurdular; 10 binlerce insan atama bekliyor. Sizlerden bu gençler hayırlı bir haber, bir müjde duymak istiyor. Bu gençlerin sesini duyun, bunlara bir imkân sağlayın. Bunlar vatana, millete fayda sağlasın, aynı zamanda da tarıma, gıdaya hizmet etsin. Mutlaka bu gençlerin atamasını gerçekleştirin. Bu bütçe teklifine de bu şekliyle hayır diyoruz".




