Yaylada yaşayan göçerler, nesilden nesile aktarılan geleneksel yöntemlerle peynir, çökelek ve tereyağı üretimini sürdürüyor. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan üretim süreci, akşam saatlerine kadar devam ediyor.
“Yayla ürünleri temiz ve doğal”
Yaylacılardan Emine Demircik, üretim sürecine dair şunları anlattı:
"Benim günüm bu yaylalarda geçiyor. Buralara geldiğimde bilmiyordum, önceden çeşitli serüvenlerden geçtim. Peynir ve çökelek yapıyoruz. Tereyağımız bulunmaz çünkü peyniri yağlı yapıyorum. Çökeleği muhafaza ediyorum, deride saklıyoruz. İsteyene istediği kadar satıyoruz. Benim belirli müşterilerim var, zaten onlar gelir, istedikleri kadar alırlar. Yayla ürünleri güzel oluyor, taze, temiz ve doğallığı tercih ediyor insanlar" dedi.
“Sabah sağım, akşam misafir”
Yayladaki günlük yaşamı da anlatan Demircik, “Sabah kalkarız, kahvaltımızı hazırlıyoruz. İneğimiz var, hayvanların suyunu dolduruyoruz. Sonra keçiler gelir, onları sağarız, sütümüzü ayarlıyoruz, ürünleri hazırlıyoruz. Derken vakit geçiyor, gelen misafirlerle beraber yaylada akşam ediyoruz” diye konuştu.
Doğallığı ve lezzetiyle öne çıkan yayla ürünleri, hem bölge halkı hem de şehre gelen misafirler tarafından yoğun ilgi görüyor. Geleneksel üretim yöntemlerinin korunması, Kahramanmaraş’ın yayla kültürünü gelecek nesillere aktarmada da önemli bir rol oynuyor.




