Milyonlarca yılda oluşan sarkıt ve dikitleriyle görsel bir şölen sunan mağara, aynı zamanda solunum yolu hastalıklarına iyi gelen havasıyla da dikkat çekiyor. Torul ilçesine bağlı Cebeli köyündeki mağara, sarkıt, dikit ve damlataşı şekillerinin yoğunluğu açısından Türkiye ve dünyanın en zengin mağaralarından biri olarak kabul ediliyor. Ana kayası 150 milyon yaşında olan Karaca Mağarası, tatil sezonu sona ermiş olmasına rağmen ziyaretçi akınına uğramaya devam ediyor.
Gümüşhane-Trabzon karayoluna 4 kilometre mesafede yer alan mağara, denizden bin 550 metre yükseklikte bulunuyor. Ortalama tavan yüksekliği 18 metre ve toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekare olan mağaraya gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler, mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları ve mağara gülleri gibi oluşumları hayranlıkla inceliyor.
Uzmanlar, Karaca Mağarası’nın solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan alternatif yöntemlerden biri olan halo terapi için Türkiye’de uygun olan az sayıdaki mağaralardan biri olduğunu belirtiyor.
“Astım geçmişi olan bir insan olarak da içeriye geldiğimde o farkı hissedebiliyorsun nefes aldığında”
Tekstil mühendisiyken istifa edip motosikletiyle Türkiye’nin 81 ilini gezen Saliha Özkan, Karaca Mağarası’nı ziyaret ettiğinde büyük etkilendiğini ifade etti. Özkan, “Daha önce de araştırmıştım. Fotoğraflarını gördüm fakat içerisinde olmak bambaşka bir şey. Astım geçmişi olan bir insan olarak da içeriye geldiğimde o farkı hissedebiliyorsun nefes aldığında. Oldukça rahat. Vaktim olsa da her gün gelebilsem diyorum. İnşallah tekrardan yolumuz düşer buralara” dedi.
Özkan, mağaranın yapısının daha önce gittiği mağaralardan çok farklı olduğunu belirterek, “Buranın yapısı çok farklı ve çok ütopik duruyor. Hayal ürünü gibi duruyor. O kadar güzel ki içerisinde bulunmak en başta nefesini çok iyi dengelediği için huzur verici etkisini hissettim ben açıkçası” diye konuştu.
“Gerçekten inanılmaz bir yer”
İstanbul’dan mağarayı gezen Muhammed Can Kopuz ise, “Buranın methini çok duymuştuk. Bir çobanın hikayesi olduğu söylendi. Biz de gelip görmek istedik. Gerçekten inanılmaz bir yer. Müthiş bir eser diyebiliriz. Gümüşhane’nin böyle güzelliklerinin de korunması ve sonraki nesile aktarılması çok önemli. Herkesi buraya bekliyoruz. Beni en çok etkileyen bir santimetrelik kısmın 15 yılda oluşması oldu” ifadelerini kullandı.
“İçeriye giren kronik ciğer rahatsızlığı olan misafirler çok rahatladığını söylüyorlar”
Trabzon’dan günübirlik turlar düzenleyen grup lideri Kerem Akcelep, “Yerli ve yabancı misafirlerimizin Karaca Mağarası’ndan çok güzel dönütleri oluyor. Çünkü bu mağaranın diğer mağaralara oranla daha farklı oluşumları mevcut. İçeride verilen bilgiler de çok ilginç olduğu için genelde güzel dönütler veriliyor. Aynı zamanda mağaranın içindeki havanın yumuşak olması da bir avantaj. Genelde içeriye giren kronik ciğer rahatsızlığı olan misafirler çok rahatladığını söylüyorlar” dedi.
Cezayir’den gelen mimar Ryan Algires ise, “Şu an tatildeyim. Karaca Mağarası’na geldik ve çok güzel bir yer. İçeride farklı dillerde tanıtım seslendirmeleri gayet başarılı. Beni en çok mağaranın sonundaki yer etkiledi” şeklinde konuştu.




