İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi’nde düzenlenen basın açıklamasında, Kadın Çalışma Grubu, hutbede kadınların mirastaki haklarını tartışmaya açarak yoksulluk, yolsuzluk, liyakatsizlik, işsizlik, eğitim, kadın cinayetleri ve kadın-erkek eşitsizliği gibi gerçek sorunların görmezden gelindiğini belirtti. Açıklamada, kadın ve erkeklerin eşit miras hakkının 4721 sayılı Medeni Kanun ile güvence altına alındığı vurgulandı.

“DEVLETİN LAİK YAPISINI ZEDELİYOR”
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Diyanet’in bu eşitliği sorgulayan hutbeler vermesi, dini bir mesele değil, siyasi bir tavırdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cumhuriyet kurumu olmaktan uzaklaştığı ve anayasal görevlerinin dışına çıktığı görülmektedir. Diyanet adına özellikle son dönemde yapılan açıklamalar, din ve inanç özgürlüğü sömürüsünü ön plana alan sınır tanımaz bir nitelik kazanmıştır. Bu yaklaşım, devletin laik yapısını ve toplumsal barışı zedelemektedir.”

“KADINLARIN KAZANILMIŞ HAKLARINI TARTIŞMAYA AÇMAK…”
Kadınların kazanılmış haklarının dini söylemlerle tartışmaya açılmasının, yalnızca kadınların değil tüm toplumun özgürlüğünde gedikler açma çabası olduğunu belirten grup, açıklamasında şunları kaydetti:
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Anayasa’da düzenlenen laiklik ilkeleri olan 10. ve 41. maddelerindeki eşitlik ilkelerini ve Medeni Kanun tarafından belirlenmiş hakları yok sayan bu açıklamalarını kınıyoruz. Anayasa’nın 136. maddesinde tanımlandığı üzere, ‘laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak, milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinmesi’ gerektiği hatırlatılmalıdır.”

“İDEOLOJİK BİR AYGIT OLARAK İŞLEV GÖRMEKTEDİR”
Kadın Çalışma Grubu, Diyanet’in Anayasa’nın laiklik ilkesi doğrultusunda görevlerini yerine getirmek yerine, halktan toplanan vergilerle oluşan dev bütçesi (Ocak ve Temmuz ayı harcamaları 73,7 milyar TL) ile tek mezhep üzerinden toplumu dinsel kurallarla yeniden şekillendirmede ideolojik bir aygıt olarak işlev gördüğünü belirtti.
Grup, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyetin ve laikliğin kadınlara kazandırdığı tüm hak ve özgürlüklerin korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz, TMMOB’li kadınlar; kadını reddeden ve inkâr eden, kadını eşit ve özgür bir insan olarak görmeyen her türlü ideolojiye karşıyız. Kadın ve erkeğin eşit bir şekilde yan yana yaşamın her alanını paylaşması ve omuz omuza mücadele etmesi gerektiğini savunuyoruz. ‘Özgür, çağdaş, demokratik, sosyal, eşitlikçi ve barış içinde’ bir Türkiye için, dün olduğu gibi bugün de mücadele edeceğimizi; kadın bedeni üzerinden devam eden tüm dayatmacı ve baskıcı politikalara karşı toplumun tüm kesimleriyle birlikte mücadele edeceğimizi bir kez daha söylüyor ve diyoruz ki: Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var.”




