Türkoğlu ilçesi Uzunsöğüt Mahallesi’nde yaşayan 21 yaşındaki İbrahim Kızıl, mesleğini bırakıp babasından devraldığı arıcılığı sürdürmeye başladı. Arıların balından iğnedeki zehrine kadar her şeyinin şifa kaynağı olmasından etkilendiğini söyleyen Kızıl, mesleğini severek yaptığını belirtti.

Kızıl, mesleğe olan bağlılığını şöyle anlattı:

Bir Yıl Sonra Büyük Buluşma! Kanseri Yenen İki Öğrenciye Duygulandıran Karşılama
Bir Yıl Sonra Büyük Buluşma! Kanseri Yenen İki Öğrenciye Duygulandıran Karşılama
İçeriği Görüntüle

"Türkoğlu ilçesinde doğdum, büyüdüm. Liseyi Göksun’da okudum ve bilgisayar programcısı olarak mezun oldum. Mesleğime devam etsem güzel olurdu ama arıcılık bana daha iyi geldi. Bu meslek bana babamdan kalacak. Babam 30 yıldır bu işi yapıyor. Ben de kendimi bildim bileli bu mesleğin içindeyim. Her şeyini öğrendim, arılarla dost oldum. Arılar çok iyi hayvanlar; her şeyleri şifa. İğneleri dahi, zehirleri bile şifa."

Arıların veriminden en iyi şekilde yararlanmak için gezdirildiklerini anlatan Kızıl, şunları söyledi:

"Polenlerimiz, arı ekmeği dediğimiz şey çok şifalı. Biz arılarımızı gezdiriyoruz. İlkbaharda Hatay Dörtyol’a götürüp portakal, mandalina, limon gibi çiçeklerden üretim sağlıyoruz. Daha sonra arıları Uzunsöğüt köyüne getiriyoruz. Köyde 20 gün kaldıktan sonra Göksun Mahutbey ve Bozhüyük dağlarında petek örmeye başlarlar."

Arıların doğada binlerce çiçeğe konduğunu ve organik bal ürettiklerini belirten Kızıl, şunları ekledi:

"Dağlarda binbir çeşit çiçek var, örneğin dağ kekiği gibi. Arılar ne bulursa en organik şekilde bal yapıyor, polen topluyor ve peteklere stokluyoruz. Arılara kışlık yiyecek bırakıyoruz, geri kalanını biz alıyoruz."

Kaynak: İHA