Türkiye’de çalışanların en çok merak ettiği konulardan biri, emeklilik zamanlaması oldu. Geçtiğimiz yıl enflasyon nedeniyle emekliliğini erteleyen birçok kişi ciddi kayıplar yaşadı. Bu kayıp oranı %31’e kadar çıkarken, 2025’te durum farklı görünüyor. Çünkü bu yıl enflasyon beklentileri daha düşük seviyelerde seyrediyor. Dolayısıyla karar verirken avantaj ve riskleri iyi değerlendirmek gerekiyor.
Erdursun’dan Çarpıcı Hesaplar
SGK Uzmanı Özgür Erdursun, Dünya gazetesindeki köşe yazısında çalışanların kafasındaki soruya yanıt verdi. Erdursun’a göre, 2026’ya ertelenen emeklilik maaşında enflasyona bağlı kayıp oranları farklı senaryolara göre değişiyor. Eğer enflasyon %24 seviyesinde kalırsa, 2026’da bağlanacak maaş 2025’e kıyasla yaklaşık %7,9 daha düşük olacak. Eğer yıllık enflasyon %30 olursa kayıp %3,75 seviyesine kadar gerileyecek. Bu oranlar, geçtiğimiz yılki %31’lik kayıpla kıyaslandığında daha makul görünüyor.

2025’te Emekli Olmanın Avantajları
2025 yılında emeklilik dilekçesi verenler, maaş bağlanırken herhangi bir kayba uğramıyor. Çünkü mevcut şartlarda enflasyon farkı kaynaklı düşüş yaşanmıyor. Çalışmaya devam edemeyenler için bu yıl emekli olmak en güvenli tercih olarak öne çıkıyor. Ayrıca iş güvencesi olmayanlar için de risk almadan emekli maaşını garanti altına almak mantıklı bir seçenek olarak görülüyor.
2026’yı Beklemenin Olası Faydaları
Öte yandan, çalışmaya devam etme şansı olanlar için 2026’ya ertelemek avantaj sağlayabilir. Yüksek maaşla çalışanlar, emekli maaşındaki kaybı 3–4 yıl içinde aktif gelirleriyle telafi edebilir. Özellikle asgari ücretin 5 ila 7,5 katı maaş alan kişiler için emekliliği ertelemek daha kârlı olabiliyor. Çünkü çalışmaya devam etmek, alınacak emekli maaşının çok üzerinde gelir getirmeye devam ediyor.
Kim Bu Yıl, Kim Önümüzdeki Yıl Emekli Olmalı?
Uzmanlara göre, bu yıl emekli olması gerekenler arasında iş güvencesi olmayanlar, sağlık nedeniyle çalışamayanlar ve 2026’da işten ayrılacağı kesinleşenler bulunuyor. 2026’ya erteleyebilecek olanlar ise iş güvencesi yüksek, maaş seviyesi yüksek ve çalışmaya devam etme imkânı olan kişilerden oluşuyor. Erdursun, kararın yalnızca enflasyon oranlarına bakılarak verilmemesi gerektiğini vurguluyor. Çalışanların kişisel koşulları, iş güvencesi ve sağlık durumları bu süreçte belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor





