İlkokuldan sonra sanayi sitesinde oto boyama atölyesinde çırak olarak çalışmaya başlayan Keskinsoy, zamanla ustalığa kadar yükseldi. Ancak 23 yaşında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Bu süreçte çocukluğundan beri ilgi duyduğu köşkerlik mesleğine yönelen Keskinsoy, ustalardan aldığı eğitimle yemeni üretimini öğrenerek bu alanda kendini geliştirdi.

İlk denemelerinden biri olan yemeni ayakkabısının Mardin Müzesi’ne götürülmesi ve ardından gelen siparişler, Keskinsoy’u 1994 yılında Gaziantep Kalesi’nin yanında kendi atölyesini açmaya yönlendirdi. Burada farklı model ve renkte ürettiği yemeni ayakkabıları Türkiye’nin 81 iline göndermeye başlayan Keskinsoy, 21 yıldır geleneksel yöntemlerle üretim yapmayı sürdürüyor.

Yalnızca ayakkabı değil, sandalet, çanta, cüzdan ve maskot çeşitleri de üreten Keskinsoy, Gaziantep’in köklü el sanatlarından köşkerliği yaşatmaya devam ediyor. İç astarında sığır, yüzeyinde keçi derisi kullandığı yemenileri el işçiliğiyle hazırlayan Keskinsoy, farklı renk ve modern tasarımlarla geleneksel kültürü günümüze uyarlıyor.

24 Yıldır Sırtında Taşındı, Şimdi Pencereden Hayata Sarılıyor
24 Yıldır Sırtında Taşındı, Şimdi Pencereden Hayata Sarılıyor
İçeriği Görüntüle

“Sevmek ve inanmak başarının başlangıcıdır” diyen Keskinsoy, mesleğe başlama hikâyesini şöyle anlattı:
“Çırak olarak oto boyacı ustasının yanında işe başladım. Oto boyacılıkta 4 yıl çıraklık, 4 yıl da kalfalık yaptım. Bizim o dönem fırın yoktu. Direkt tiner ve boya kokusuyla temas kuruyorduk. Ben bir gün babamla birlikte doktora gittim. Doktor bana ‘sen ne kadar sigara içiyorsun?’ diye sordu. Babam, ‘oğlum sigara içmez’ dedi. Ben de doktora sigara içmediğimi söyledim. Doktora oto boyacı olduğumu söyleyince doktorda babama, ‘başka bir meslek bulamadınız mı?’ diye sordu. Yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle de oto boyacılık mesleğini bırakmak zorunda kaldım. Sandaletçi bir arkadaşım vardı. Bir tane çarık yaptım ve arkadaşım bana güldü. Yaptığım çarığı vitrine koydum. Bir gün Mardin Müzesi’nden bir ekip geldi ve yaptığım çarık ilgilerini çekti. Bana, ‘bu çarığın 43 numarasını yapabilir misin?’ diye sordular. Ben de benzerini yapabileceğimi söyledim. ‘Biz bu çarığı müzeye koyalım, sen bize bu çarığın 43 numarasını yap’ dediler. Bu şekilde heveslendim ve köşkerliği sevdim. Yapılan bir ürünün beğenilmesi beni teşvik etti. İnsan önce yaptığı işi sevecek, inanacak. Kişinin kendisine güveni olması lazım. Sevmek ve inanmak başarının başlangıcıdır.”

Bugün 30-40 farklı renkte yemeni ve özel tasarımlar üreten Keskinsoy, kalan derileri de çanta, cüzdan, sandalet ve çarık üretiminde değerlendiriyor. Yaz aylarında daha çok tercih edilen yemenilerin serin tutması ve koku yapmaması nedeniyle rağbet gördüğünü belirten Keskinsoy, “İşimizi severek yapıyoruz, model ve renk çeşitliliği arttıkça talep de artıyor” dedi.

Kaynak: İHA