Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında ilan edilen güne dikkat çekilen açıklamada, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı belirtilerek şu görüşler aktarıldı:

“Ülkemizde, kadına yönelik şiddetin, kadını hedef alan açıklamaların, uygulamaların her gün bir yenisine daha şahit oluyoruz. Kadın hiçleştirilmekte, toplum içindeki ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal varoluşu geriletilmektedir. Kadının kimliğini yok eden, evine kapanmaya zorlayan, aile içine hapseden ve kadın bedenini namus kavramının odağına koyan anlayış, yaşam biçimi olarak topluma model olarak dayatılmaktadır.”

Adana’da Gençlik Buluşması: Yeni Projeler İçin Kritik Ziyaret!
Adana’da Gençlik Buluşması: Yeni Projeler İçin Kritik Ziyaret!
İçeriği Görüntüle

Komisyon, mevcut hukuksuzluk ortamına dikkat çekerek Anayasa’daki eşitlik maddesinin günlük yaşamda karşılık bulmadığını belirtti. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından geçen dört yılda kadına yönelik şiddetin daha görünür hâle geldiği ifade edildi ve “2025’in ilk 10 ayında 317 kadın erkekler tarafından öldürüldü” bilgisi paylaşıldı.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen politikaların acilen geliştirilmesi ve uygulanması gerektiği aktarılan açıklamada, medya dili ve haber sunumlarının da şiddet ortamını beslediği kaydedildi.

Komisyon, şu ifadelerle mücadele kararlılığını yineledi:

“Bu ortam ve bu şartlar altında biz, TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu olarak hayatın her alanında kadına yönelik her türlü şiddete, gerek bedenleri üzerindeki, gerekse ekonomik, sosyal, kültürel varoluşlarına ilişkin şiddete karşı koyacağız.”

Açıklamada savaşların ve gericiliğin kadınlar üzerindeki baskıyı artırdığı belirtilerek toplumsal eşitlik için mücadele vurgusu yapıldı. Komisyon, kadınların bedenleri üzerindeki baskıcı politikalara karşı dayanışmayı büyüteceklerini ifade ederek sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

“Bizler, savaşa, şiddete, gericiliğe, kadını ret ve inkâr eden her türlü anlayışa karşıyız. Ve sadece karşı olmakla kalmayıp, savaşın, şiddetin, gericiliğin son bulduğu eşitlikçi, özgür bir toplum yaratılması için; kadın ve erkek eşit bir şekilde, yan yana, yaşamın her alanının özgürleşmesi için omuz omuza mücadelemize devam edeceğiz. Biz kadınlar, bedenlerimiz üzerinden devam eden tüm dayatmacı ve baskıcı politikalara karşı toplumun tüm kesimleri ile olan dayanışmamızı güçlendireceğiz. Erkek egemen anlayışın temsilcilerine, uygulayıcılarına, destekçilerine duyuruyoruz:”

Kaynak: BÜLTEN