Keskin, pandemi süreci, ekonomik koşullar, döviz kuru ve işçilik maliyetlerindeki artış ile 6 Şubat depremlerininsektörü vurduğunu söyledi. Keskin, çok sayıda alt kalemin bir araya gelmesiyle oluşan inşaat sektörünün yaşadığı sorunların ekonominin diğer alanlarına da doğrudan yansıdığını ifade etti.Son beş yılı özellikle işaret eden Keskin, pandemi, deprem ve siyasi–sosyal koşulların ağırlaşmasıyla sektörün bugün ciddi bir darboğazda olduğuna dikkat çekti.

GEÇİMİ İŞÇİLİK OLANLARI DA VURDU

Adana’nın Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu başta olmak üzere çeşitli illerden göç alan bir şehir olduğunu hatırlatan Keskin, yaşam maliyetlerinin görece düşük olması nedeniyle şehre gelen nüfusun büyük bölümünün inşaat sektöründe çalıştığını söyledi. İnşaat faaliyetlerinin yavaşlamasının, demirciden kalıpçıya, sıvacıdan elektrikçiye kadar birçok meslek grubunun gelir kaybına uğramasına ve ailelerin geçiminin zorlaşmasına yol açtığını belirtti.

Tarıma Yeni Model: “Genç Tarımcılar Kooperatifleri Kurulsun!”
Tarıma Yeni Model: “Genç Tarımcılar Kooperatifleri Kurulsun!”
İçeriği Görüntüle

SIK YAPILAN DEĞİŞİMLER BELİRSİZLİĞE NEDEN OLUYOR

Keskin, imar planlarının düzenli ve istikrarlı olmasının sektör açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Adana’da uzun yıllardır devam eden imar sorununun planların sık sık değiştirilmesi, yoğunluk artış ve azalışları ile parselasyonların yeniden yapılması gibi nedenlerle derinleştiğini ifade eden Keskin, bu süreçlerin hem zaman kaybı oluşturduğunu hem de itiraz ve yargı süreçleri nedeniyle belirsizliğe yol açtığını dile getirdi.

İmar planlarının sağlıklı işlemesi hâlinde itirazların azalacağını ve bunun da inşaat sektörüne olumlu yansıyacağını belirten Keskin, çözüm için tüm paydaşların yalnızca kendi parselleri için değil şehir bütünlüğü açısından hareket etmesi gerektiğini söyledi. En büyük sorunun bürokratik süreçler olduğunu vurgulayan Keskin, ilçe belediyeleri ve Büyükşehir Belediyesi’nin daha hızlı, sağlıklı ve itiraza mahal bırakmayacak uygulamalar yapmasının önemine dikkat çekti.

İnşaat sektörünün çalışmasının belediyeler için de kritik olduğunu ifade eden Keskin, sektörün hareketlenmesiyle belediyelerin gelir elde edeceğini, daha fazla hizmet üretebileceğini ve borçlanma ihtiyacının azalacağını söyledi.

Satışlardaki durgunluğa da değinen Keskin, konut kredisi faizlerinin yüksekliğinin vatandaşın ev sahibi olmasını engellediğini ifade etti. Memur maaşıyla ev almak isteyen çiftlerin kredi alamaması nedeniyle satışların durduğunu belirten Keskin, konut satılamadığında inşaatların yarım kaldığını ve yeni projelere başlanamadığını söyledi. Bu durumun sektörün krizini derinleştirdiğini vurgulayan Keskin, konut kredisi faizlerinin devlet tarafından düşürülmesinin kritik önem taşıdığını belirtti.

Kaynak: HABER MERKEZİ