Henüz genç yaşlarında gazeteci olmanın hayalini kuruyordu… Ancak kader onu bambaşka bir yola sürükledi. Hukuk fakültesine kaydoldu, “Çok iyi bir avukat olmalıyım” diyerek yıllarını bu mesleğe adadı. Tam on yıl boyunca gecesini gündüzüne kattı, ama sonra beklenmedik bir kararla mesleğine veda etti. Müziğe gönül veren yeğenleriyle kurduğu grup, onu milyonların gönlünde taht kuran bir sanatçıya dönüştürdü. Ekranlarda rol aldığı diziler, yayımladığı albümler derken, Türkiye onu artık sadece sesiyle değil, sahnedeki duruşuyla da tanır oldu: İlhan Şeşen.

1948 yılında Manisa’da dünyaya gelen Şeşen’in müzik serüveni, gençlik yıllarında orkestralarda şarkıcılık yaparak başladı. 1971 yılında çıkardığı ilk 45’liği “Kavga” ile dikkatleri üzerine çekti. Ancak o sıralar müziğin yanında başka bir hedefi daha vardı: hukuk.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan İlhan Şeşen, yaklaşık 10 yıl boyunca aktif olarak avukatlık yaptı. Ne var ki, 1983 yılında mesleğini bırakma kararı aldı. O dönemde verdiği bir röportajda asıl hayalinin gazetecilik olduğunu şu sözlerle dile getirmişti:

“Gazetecilik çok istiyordum, Hukuk Fakültesi'nde kontenjan daha fazlaydı. Hangisini seçeyim, ne yapayım Allah’ım derken Hukuk Fakültesi’ne ön kayıt bıraktım ve beklemeye başladım. Puan hiç düşmedi ve ben bir ay gittim geldim. Sonradan, onun ismini vermeyeyim, kalemde bir adam, bana baktı öyle bir ay ben oraya gidip gelince evrakla dedi ki: ‘Sen çok istiyorsun galiba Hukuk Fakültesi’ni.’ Aslında hiç istediğim falan yoktu, yani bir fakülteye kapağı atalım da ne olursa olsun durumuydu.”

Avukatlığa veda etme kararı ise yalnızca müziğe duyduğu tutkudan değil, aynı zamanda meslekte yaşadığı etik ikilemlerden kaynaklanıyordu. Şeşen, yıllar sonra bu kararı şu şekilde açıklamıştı:

“Hukuku bitirdikten sonra benim tek amacım vardı: çok iyi bir avukat olmak. Tek amacım buydu ki bunu on sene gerçekleştirdim. Çok iyi avukattan anladığınız mana nedir onu bilemiyorum ama şudur; benim mesela bazen, yaptığım bazı şeyler müvekkilimin menfaatine olmadı. Mesela onlar bana iyi avukatlık geliyor. Gidiyorum hacze, mevzu öyle değil, mevzu bana anlatıldığı gibi değil, bunu görüyorum. Ama benim, avukat olarak, oradaki mevzu ne olursa olsun, müvekkilimin menfaati doğrultusunda işlem yapmam lazım. Bakıyorum ama, müvekkilim söylediği kadar haklı değil... Bu noktada dedim ki: ‘Bu olmaz kardeşim.’ Benim idealizmim bu... Zaten hep ceza avukatı olmak isterdim ben.”

1983 yılında yeğenleri Gökhan ve Burhan Şeşen ile birlikte Grup Gündoğarken’i kurarak müzikte profesyonel bir adım attı. 1994 yılında çıkardığı ilk solo albümü “Aşk Haklı” ile müzik kariyerinde yeni bir sayfa açtı. 1995 yılında ise televizyon ekranlarında yapımcı ve sunucu olarak izleyiciyle buluştu.

Şimdi onu herkes “müzik dünyasının amcası” olarak tanıyor. Ancak İlhan Şeşen’in yaşam öyküsü, bir mesleği tutkuyla yapmanın ötesinde, zamanla iç sesine kulak vererek yönünü değiştirebilen insanların ilham verici hikâyesi olarak hafızalara kazındı.

OYAK Direktörü Turan, Everest  Tırmanışını Başarıyla Tamamladı
OYAK Direktörü Turan, Everest Tırmanışını Başarıyla Tamamladı
İçeriği Görüntüle

Kaynak: Haber Merkezi