Kahramanmaraş merkezli depremlerde Çukurova ilçesindeki Huzurevleri Mahallesi’nde bulunan İhsan Bayram Sitesi C Blok’un yıkılması sonucu 82 kişi yaşamını yitirdi, 6 kişi yaralandı. Enkazdan çıkarılan altınlar, 100. Yıl Şehit Rüstü Bayram Polis Merkezi’ne teslim edildi. Burada görevli polis memuru E.C., altınları yakınlarına güvenlik kamerası önünde tutanakla teslim etti.

Adana’da Şoke Eden Operasyon! 23 Bin 876 Uyuşturucu Hap Ele Geçirildi
Adana’da Şoke Eden Operasyon! 23 Bin 876 Uyuşturucu Hap Ele Geçirildi
İçeriği Görüntüle

‘Altınlar eksik, geri verin’ diyerek topladığı öne sürüldü
İddiaya göre E.C., daha sonra altınları teslim ettiği kişileri arayarak, “Ailenize ait başka altınlar da var. Hepsini tek teslim tutanağı ile vermem gerek. Bu nedenle altınları iade edin, savcı inceleme yaptıktan sonra size geri teslim edeceğim” diyerek altınları geri aldı. Polis aracıyla evlere giderek altınları topladığı belirtilen E.C.’nin, bazı altınların bozdurulduğunu söyleyen Orhan Boncukluğu’na da “Benim tanıdık kuyumcum var. Oraya git o altınları yeniden yaptır ve bana teslim et” dediği ifade edildi. Boncukluoğlu’nun da altınları yeniden yaptırarak teslim ettiği öğrenildi.

Müfettiş incelemeleri sürerken E.C. polislikten istifa etti. Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı, E.C. hakkında iki kez “devlet memurluğundan çıkarma” cezası verdi. Hazırlanan iddianamede E.C. için “koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirme” suçundan 9 yıl 6 aydan 22 yıl 5 aya, “resmi belgede sahtecilik” suçundan ise 2 yıl 5 aydan 8 yıl 7 aya kadar hapis cezası talep edildi. İddianame, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

27 Kasım’daki ilk duruşmaya E.C. katılmadı. Bunun üzerine mahkeme tutuklama talebiyle yakalama kararı çıkardı. Aynı gün avukatı aracılığıyla ifade veren sanık hakkında bu kez yurt dışı yasağı getirilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına hükmedildi.

“Anneannemin yadigarını ölmüş annemin kolundan çaldılar”
Depremde annesi Hülya Uğurlu, babası Recep Uğurlu ve kız kardeşi Yaren Uğurlu’yu kaybeden Özlem Çelik, karara tepki gösterdi. Altınlarının kaybolduğunu belirten Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Depremde annemi, babamı ve kız kardeşimi kaybettim. Deprem sırasında Danimarka'da bulunuyordum. Enkazdan çıkarıldığında annemin kolunda o bilezik vardı. Biz, cenazenin tespiti için belirleyici unsurun annemin kolundaki 'Tarsus örgüsü' denilen bilezik olduğunu söyledik. Bileğindeki bileziğin bizde fotoğrafı da var. Sonrasında bu bilezik ablama teslim ediliyor. Bir süre sonra ilgili polis memuru ablamı arıyor. 'Sizin diğer altınlarınız da çıktı fakat bunu size teslim edebilmemiz için diğer altını da getirmeniz gerekiyor. Savcının talimatı var.' diyerek ablamdan bileziği geri alıyor. Daha sonra bilezikten haber çıkmadı.”

Çelik, yaşananların aileyi derinden sarstığını belirterek şöyle devam etti:

“Annemin enkazda başka altınları da vardı ama hiçbiri bulunamadı. Ancak bizim için en önemli olan, annemin kolundan hiç çıkarmadığı ve rahmetli anneannemden kalan o bilezikti. Mahkemede ifademizi verip delillerimizi sunduk. Tutuklama kararı çıktı ancak daha sonra karar iptal edildi. Aynı gün iki farklı kararın nasıl çıktığını anlayamadım.”

“Neden tutuklama kaldırıldı?”
Ailenin avukatı Nazan Akça da duruma tepki göstererek şunları söyledi:

“Bu polis memuruyla ilgili Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 27 Kasım'da ilk duruşma yapıldı. Sanık sıfatıyla yargılandığı ilk duruşmaya bile gelmedi. Bunun üzerine müştekilerden biri dinlendi. Diğer kişiler ise zaten talimat yoluyla dinlenmişti. Mahkeme, delillerin toplanmamış olması, tanıkların dinlenmemiş olması ve delilleri karartabileceği şüphesiyle polis memurunun sabah tutuklanmasına karar verdi. Biz duruşmadan çıktıktan bir saat sonra gıyabımızda duruşma açılıyor ve sanığın tutuklanması kaldırılıyor. Sanık, adli kontrolle serbest bırakılıyor. Çok merak ediyorum: O bir saat içinde ne oldu? Hiçbir tanık dinlenmedi ve hiçbir delil toplanmadı. Mahkeme bir saat içinde hangi delili topladı da o kişiyi serbest bıraktı? Maalesef bu durum akıl alır gibi değil. Mahkeme gerekçesinde, tutuklamaya yönelik bir müzekkere yazılmıştı. 'İfade verdiği için tutuklama kaldırılmış.' deniliyor. O zaman neden tutuklandı? Sadece yakalama kararı verilebilirdi. Hukuki olarak yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum.”

Kaynak: İHA