Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sunan Bulut, olayın halk sağlığını doğrudan tehdit eden ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğuna dikkat çekti.
18 Hastanede Ciddi Güvenlik Açığı İddiası
Basına yansıyan bilgilere göre, İzmir Tire, Çeşme ve Karşıyaka'nın yanı sıra İstanbul Çam Sakura ve İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi gibi büyük sağlık kuruluşlarının da aralarında bulunduğu 18 farklı hastanede görev yapan doktorların e-imza cihazlarının çalındığı iddia edildi. Bu cihazlarla toplamda 1301 sahte reçete düzenlendiği ve bu yolla 585 bin kapsül yeşil reçeteli ilacın usulsüz biçimde temin edildiği belirtildi.
Bulut, bazı reçetelerin hayatını kaybetmiş doktorların isimleri kullanılarak, bazılarının ise izinli doktorların adına düzenlenmesinin durumun vahametini artırdığını ifade etti. Bu durumun, sağlık sistemindeki ciddi güvenlik açıklarını ve denetim eksikliklerini gözler önüne serdiğini vurguladı.
“Bakanlık Denetim Sorumluluğunu Yerine Getirmedi”
CHP’li Bulut, Sağlık Bakanlığı’nın yıllardır etkin bir denetim ve takip sistemi kurmaması nedeniyle organize suç örgütlerinin sağlık sistemi içinde rahatça hareket edebildiğini savundu. Yaşananların, yalnızca bireysel suistimaller değil, sistemsel ihmalin de bir sonucu olduğunu söyledi.
Bulut, Sağlık Bakanı Memişoğlu’na şu soruları yöneltti:
- Türkiye genelinde organize şekilde sahte reçete ve uyuşturucu ilaç satışı yapıldığı iddiaları doğru mudur? Bu ilaçların akıbeti ne olmuştur?
- Hayatını kaybeden veya izinli doktorların isimleri kullanılarak düzenlenen usulsüz reçetelerle ilgili hangi hukuki ve idari işlemler başlatılmıştır?
- Bu usulsüzlükleri önlemek için e-imza ve reçete takibi konusunda hangi sistemsel önlemler alınacaktır?
- Halk sağlığını tehdit eden bu skandalların önüne geçmek için hangi denetim ve kontrol mekanizmaları devreye sokulacaktır?
- Çete ve organize suç örgütleri hakkında yürütülen soruşturmalar hangi aşamadadır?
- Bu usulsüz sürecin ne kadar süredir devam ettiği tespit edilmiş midir?
Bulut, olayın ciddiyetine işaret ederek Sağlık Bakanlığı’nın ihmalkâr tutumunun bu tür skandallara zemin hazırladığını ifade etti.
