Ekonomik yavaşlama ve kriz ortamında bütçenin dengeleyici bir rol üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Kısacık, mevcut bütçenin bu işlevi yerine getirmekten uzak olduğunu söyleyerek, “Bu bütçe, işçimizi, işsizimizi ve gençlerimizi yalnız bırakıyor” dedi.
“Bir gün farkla binlerce insan dışarıda bırakıldı”
Kısacık, EYT düzenlemesinin yarattığı yeni mağduriyetlere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“EYT düzenlemesi belli bir kesimi memnun ederken çok büyük bir kesimde de adaletsizlik duygusu ve memnuniyetsizlik oluşturdu. İş yerinde aynı primi ödemiş, aynı emeği vermiş binlerce vatandaş, 8 Eylül 1999 sonrası sigortalı olan yüz binlerce emekçi bir gün farkla sistemin dışına atıldı. Kademeli bir düzenleme ile emeklilikte adaletin sağlanması gerekiyor.”
Staj ve çıraklık mağdurlarının da kapsam dışında bırakıldığını belirten Kısacık, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Zamanında çırak olarak veya stajyer olarak çalışmış, emek vermiş, SGK numarası almış binlerce vatandaşımız EYT düzenlemesi yapılırken kapsam dışında bırakıldı. Bu vatandaşlarımızda da devletin kendilerini dışladığı, hak edilmiş haklarının verilmediği düşüncesi var. Bu vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek yine devletimizin görevidir.”
“Kalifiye eleman yetişmiyor”
Bütçedeki aktif iş gücü programlarının verimliliğini de eleştiren Kısacık, sanayinin en büyük sorunlarından birinin nitelikli iş gücü eksikliği olduğunu vurguladı:
“Aktif iş gücü programlarına ciddi bir ödenek ayrılıyor. Ama bu ayrılan ödenek kadar yapılan işin sonucu da önemli. Sonuca bakıldığında işsizliğin azalmasını beklerdik, kaliteli iş gücünün artmasını beklerdik; ama bu alanlarda bir türlü verimli sonuç alamıyoruz. Sektörden gelen birisi olarak aktif iş gücü programlarının çok verimli olduğuna inanmıyorum.”
Sanayicilerin kalifiye eleman bulmakta zorlandığını belirten Kısacık, gençlerin kaliteli eğitim programlarıyla nitelikli iş gücüne dönüştürülebileceğini ifade etti.
“İşveren ve iş arayanı buluşturacak bir platform yok”
Kısacık, İŞKUR’un dijital altyapısındaki eksikliklere de dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“İşveren ile iş arayanı örtüştürecek bir yazılım mekanizması hala yok. Bu sahada belli platformlar tekel olmuş durumda. KOBİ'nin tek bir ilan verebilmesi için ödemesi gereken fiyat 18.490 TL. Yeni bir departman açılmış, 5 kişi alacak bir KOBİ'miz 100 bin TL ödemek zorunda. Çok yüksek bir meblağ.”
Kısacık, İŞKUR’un elinde bulunan veri gücünün doğru kullanılmasının önemine işaret ederek açıklamasını şöyle tamamladı:
“Yeni platformlar oluşturarak işverenimizin işini kolaylaştırmalı; kalifiye, nitelikli ve kaliteli elemanı da işverenimizle buluşturmalıyız. İŞKUR'un bu konuda elinde veri var, yetiştirdiği kişiler var. Bu kadar işçimizin, işverenimizin bilgileri dışarıya açık olmamalı. Rekabet olabilir ama bu iş güvenlik isteyen stratejik bir iştir.”




