Aferez setlerinin tedarik edilememesi nedeniyle yüzlerce hasta tedaviye ulaşamadan çevre illerdeki hastanelere yönelmek zorunda kaldı. Bu süreç hem ekonomik hem de psikolojik açıdan büyük mağduriyetler doğurdu.
Yaşanan krizin yalnızca bir tıbbi aksaklık olmadığını vurgulayan Kılıç, bu durumun insani boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Balcalı Hastanesi’ndeki sorunların başhekimlikle yapılan görüşmelere rağmen çözülemediğini belirten Kılıç, yaşananları “hayatı tehdit eden bir ihmal” olarak nitelendirdi.
Kılıç, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere üniversite yönetimi ve Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) seslenerek aferez setlerinin temininde yaşanan bürokratik engellerin acilen aşılması gerektiğini belirtti. “Bu sadece teknik değil, aynı zamanda insani ve etik bir zorunluluktur” dedi.
Ayrıca krizin nedenlerine dair kamuoyuna açık ve şeffaf bir açıklama yapılması gerektiğini vurgulayan Kılıç, “Bu süreç nasıl bu hale geldi? Hangi aşamalarda sorun yaşandı? Kim sorumluluk alacak?” sorularının cevapsız kalmaması gerektiğini söyledi.
Orak hücre anemisi hastalarının yaşam kalitesi ve sağ kalımı açısından aferez işleminin kesintisiz sürmesi büyük önem taşıyor. Aksayan tedaviler, kalıcı sağlık sorunlarına ve ölümcül sonuçlara yol açabilecek riskler taşıyor. Kılıç, “Bu ihmali görmezden gelmek, insanların yaşam hakkını yok saymaktır” diyerek yetkilileri bir kez daha göreve çağırdı.
