Başkan Aksu, Adana'nın Dilberler Sekisi bölgesinde önce çelik konstrüksiyonla başlayan, ardından çevresi kapatılarak kamusal alan işgali oluşturduğu görülen yapının, kent halkı tarafından tepkiyle karşılandığını hatırlatarak, “Bu tür yapılar yalnızca doğal çevreye zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda su kaynaklarının kirlenmesine, şehir estetiğinin bozulmasına ve güvenlik risklerinin artmasına da yol açar. Deprem, yangın, toprak kayması gibi afetler karşısında ciddi tehditler barındırmaktadır. Bu nedenle Adana’da doğanın, tarım alanlarının ve su kaynaklarının korunması adına ruhsatsız, plansız ve imara aykırı yapıların yıkılması kaçınılmazdır.” dedi.
“UYARILARIMIZI DAHA ÖNCE YAPTIK”
Mimarlar Odası Adana Şubesi olarak söz konusu kaçak yapı hakkında daha önce teknik incelemelerde bulunduklarını ve alanın rekreasyon, park, yüksekokul ve otoyol önlemli bölge olarak planlandığını tespit ettiklerini ifade eden Aksu, “Bu bölgede yapılaşma mümkün değildir ve yapı ruhsatı verilmemelidir. Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yapılan kira sözleşmesinin iptal edilmesi gerektiğini daha önce de belirtmiştik. Ancak uyarılarımıza rağmen yapının genişletildiğine şahit olduk. Bu tür yapılaşmalara başta ilgili bakanlık izin vermemelidir. Bakanlık ayrıca, halk ile yerel yönetimleri karşı karşıya getirecek durumların da önüne geçmelidir.” diye konuştu.
“KAÇAK YAPILAR EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR”
Şehirlerin sağlıklı, planlı ve sürdürülebilir gelişiminin önemine dikkat çeken Aksu, “Hiçbir vatandaşımızın mağdur olmasını istemeyiz. Ancak sağlıklı kentleşme için kaçak yapılara kesinlikle müsamaha gösterilmemelidir. Bu yapılar aynı zamanda hukuki eşitlik ilkesini de zedelemektedir.” ifadelerini kullandı.
Bakanlık ile yerel yönetimlerin imara aykırı uygulamalarda izin ve yıkım kararlarında birlikte ve koordineli hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Aksu, şehirlerin silüetini bozan yapılaşmalara karşı hassasiyet gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.
“KAMU YARARI İÇİN İŞ BİRLİĞİNE AÇIĞIZ”
Dilberler Sekisi'nde gerçekleştirilen yıkımın yalnızca fiziksel bir işlem olarak görülmemesi gerektiğini belirten Aksu, bu tür müdahalelerin çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından da değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Aksu, kamu yararı doğrultusunda mücadelelerini sürdüreceklerini ve tüm kurumlarla iş birliğine açık olduklarını ifade etti.





