Üç sanığın tutuklu bulunduğu davada aileler, adaletin yerini bulmasını istiyor. Asrın felaketinde Adana’nın Çukurova ilçesinde yıkılan Tutar Yapı Sitesi C Blok’ta 63 kişi hayatını kaybetmiş, 12 kişi yaralanmıştı. Depremin ardından binanın teknik uygulama sorumlusu ve inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya tutuklandı. Kolon betonlarından alınan karot numuneleri incelenmek üzere yapı ve zemin denetimi laboratuvarına gönderildi. Uzman incelemeleri sonucunda apartmanın deprem dayanıklılık testini geçemediği tespit edildi.
Binanın zemin katında tadilat yaptıkları ve bu işlemin yapıya zarar verdiği öne sürülen Bekir Baloğlu ve oğlu Osman Baloğlu da savcılık talimatıyla gözaltına alınarak, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklandı.
Geçtiğimiz hafta Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, 22 yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istenen sanıklar, cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Sanıklar suçlamaları reddederek beraat talebinde bulundu.
Savcıdan ‘adli kontrol’ talebi
Savcı, sanık Bekir Baloğlu’nun tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol kararıyla tahliyesini, diğer iki sanığın ise mevcut tutukluluk halinin devamını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluklarının devamına ve eksik hususların tamamlanmasına karar vererek duruşmayı 17 Ekim’e erteledi.
"Bu şahsın evinde tatil yapar gibi ceza çekmesini istemiyoruz"
Karar duruşması öncesi enkaz alanında toplanan aileler, adalet taleplerini dile getirdi.
Depremde ablası, eniştesi ve iki yeğenini kaybeden Hatice Güçlü, “3 Ekim’de görülen mahkememizde savcı mütalaasını verdi ve mütalaasında sanık Bekir Baloğlu’nun ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağıyla cezasını çekmesini, diğer 2 sanığın ise tutukluluk hallerinin devamını uygun gördü. Heyet bunu kabul etmedi ancak karar duruşmasında kabul etmeyeceği anlamına gelmiyor. Bizler bu şahsın evinde tatil yapar gibi ceza çekmesini istemiyoruz” dedi.
"Benim canlarımın evleri başlarına yıkıldı"
Üzüntüsünü “Benim canlarımın evleri başlarına yıkıldı” sözleriyle dile getiren Güçlü, “Bekir Baloğlu’nun Hepatit B hastalığı olduğu söylendi ama bu cezaevinde kalmaya engel bir durum değil. İnsanlar başlarına bir şey geldiği zaman evlerine sığınır, benim canlarımın evleri başlarına yıkıldı. Bunun karşılığı evinde tatil yapar gibi bir ceza olmamalı, bunu kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.
"Adalet, depremde bütün hayatını kaybedenler için olmalı"
Kardeşini, kardeşinin eşini ve iki yeğenini kaybeden İsmet Kocalar, “Son karar duruşmasında bu şahısların en ağır şekilde cezalandırılmalarını ve olası kast ile yargılanmalarını istiyoruz. Son karar duruşmasında savcı, Bekir Baloğlu hakkında ev hapsi istedi. Ev hapsi cezası ödül verilmiş gibi bir cezadır. Biz bu şahısların hafif bir ceza ile cezalandırılmalarını istemiyoruz. Adalet bekliyoruz ve adalet sadece bizim için değil, bütün depremde hayatını kaybedenler için olmalı” dedi.
"Müebbet hapis cezası almalarını istiyoruz"
Annesini, babasını ve ablasını kaybeden Akın Turus ise, “Beklentimiz bu 3 sanığın da yargılanması ve hak ettikleri cezayı alması. Kasten adam öldürme suçundan müebbet hapis cezası almalarını istiyoruz. Burada 63 kişi hayatını kaybetti ve bu apartmanda belki onların aileleriyle 164 veya 264 kişinin hayatı değişti” şeklinde konuştu.





