Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, 1998 Adana ve 1999 Marmara depremlerinden bu yana iktidarın gözle görülür bir önlem almadığını, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra da gerekli adımların atılmadığını iddia etti.

“Trafik Güvenliği Değil, Gelir Tuzağı!” Orhan Sümer’den Çarpıcı Trafik Cezası Uyarısı
“Trafik Güvenliği Değil, Gelir Tuzağı!” Orhan Sümer’den Çarpıcı Trafik Cezası Uyarısı
İçeriği Görüntüle

Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’de yaşanan depremin de ders alınmadığını belirten Şevkin, “Yurdun dört bir yanında yaşanan depremler nedeniyle insanlarımız ölüyor. Can kaybının yanı sıra mal kaybı da yaşanıyor. Her ne hikmetse ülkeyi yönetenlerin gündeminde deprem yer almıyor. Ayrıca orman yangınları da Türkiye’ye büyük darbe vuruyor. Doğal afetlerde de canlarımızı yitiriyoruz. Tüm bu nedenler Türkiye’nin bir an önce ‘Afet ve Acil Durum Bakanlığı’na ihtiyacı olduğunu gösteriyor” dedi.

“OPERATÖRLER YİNE ÇÖKTÜ”

Şevkin, Türkiye’de fay hatları üzerindeki yapılaşmanın vakit kaybedilmeden yasaklanması gerektiğine dikkat çekerek, 1959’dan bu yana yürürlükte olan “7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun”un da günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi gerektiğini kaydetti. “İletişim Vergisi” adı altında 25 yıldır toplanan yaklaşık 41 milyar doların depreme dayanıklı konut yapımında kullanılmadığını öne süren Şevkin, bu kaynağın 1,5 milyon sağlıklı konut için yeterli olabileceğini söyledi.

Deprem anında ve sonrasında yaşanan iletişim kesintilerine de değinen Şevkin, “Son Balıkesir depremi örneğinde ve önceki depremlerde de yaşandığı gibi cep telefonlarının dahi kullanılamaz hale gelmesinin, operatörlerin çökmesinin, iletişim kanallarının kapanmasının önüne geçilemedi” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞ, ESNAF, SANATKÂR, İŞ DÜNYASI MAĞDUR”

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen milyonlarca insanın göç etmek zorunda kaldığını, bölgede kalanların ise vergi ve borç yükü altında ezildiğini belirten Şevkin, birçok konutun teslim edilmediğini söyledi. Şevkin şöyle konuştu:

“Kahramanmaraş depremleri nedeniyle oluşan ağır ve orta hasarlı binalar korkulu rüya olmaya devam ediyor. Yıkılması gereken binalardaki yıkım işlemleri tamamlanmadı. Binlerce konut yıkılmayı bekliyor. Kira yardımları yetersiz kaldı. Kayıplar bulunamadı. Hastaneler yetersiz, doktor sayısı yetersiz. Doktorlar deprem bölgesindeki olanaksızlıklar nedeniyle hastanelerde çalışmak istemiyor. Deprem bölgesindeki birçok esnaf konteyner çarşılarda neredeyse siftah yapmadan dükkan kapatıyor. Yeni yerlerin yapımı gecikiyor. Esnaf borç ve vergi yükü altında eziliyor. Dükkân bulabilenler de kiralarını ödeyemiyor”

“HAZİNE VE MALİYE BAKANINA ÇAĞRI”

Vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına rağmen esnaf ve iş dünyasının ağır cezalarla karşı karşıya bırakıldığını kaydeden Şevkin şunları söyledi:

“Deprem bölgesinde ayrıca esnafın, iş insanlarının vergi borcu için kolaylık sağlanması gerekirken, esnaf ve sanatkar, iş dünyası temsilcileri yeni bir kaosla karşı karşıya bırakıldı. Vergi borcunu 12 taksitle yapılandıran insanlardan yapılandırmadan bir yıl sonra teminat mektubu eksikliğini öne sürdüler. Halbuki taksit yaptıranlar banka teminatı vermişti ve komisyon da ödemişti. Her ne hikmetse verilen teminatın yapılandırma sonrası 5 katı oranında olması gerektiğini öne süren Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri bu kez insanlara yüksek miktarlarda ceza kesmeye başladı. Deprem nedeniyle OHAL kapsamında destek sunacakları yerde esnaf ve sanatkarı, iş dünyasını resmen çıkmaza sürüklediler. Vergi borcunu zamanında ödeyen, hiçbir taksitinde temerrüt olmayan iyi halli mükellef için uygulanan yüzde 5’lik teminat indirimini de kaldırdılar. Esnaf odalarına verilen kredi oranlarını düşürdüler. Deprem bölgesinde kredi oranlarının yükseltilmesi gerekirken oranları düşürdüler. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu soruna acilen çözüm bulmalı ve deprem bölgesindeki esnafı, sanatkârı, iş dünyası temsilcilerini rahatlatacak adımlar atmalı, yeni reformlar açıklamalıdır”

“ÖNLEM ALINSAYDI İNSANLAR ÖLMEZDİ”

Türkiye’nin deprem gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini yineleyen Şevkin, “Ülkemizde bilinen 24 ilimiz ve 110 ilçemiz ve 500’ü aşkın köy ve mahallemiz fay zonları üzerinde yer alıyor. Türkiye'deki deprem gerçeği açısından bakılınca milyonlarca insanımızın yaşamı hala çok büyük risk altında. Son yaşanan depremlerde acımız daha da büyüdü. 1939 Erzincan depreminden 1999 Marmara depremine kadar geçen sürede 100 binden fazla insanımızı kaybettik. Önlem alınsaydı, depreme karşı gereken adımlar atılsaydı Marmara Depreminde 18 bin 373 canımızı yitirmezdik. Harekete geçilseydi Ege depremi nedeniyle İzmir'de 117 yurttaşımızı, Elâzığ'da 41 vatandaşımızı kaybetmezdik. Biraz duyarlı olunsaydı, depremle ilgili önlem alınsaydı 6 Şubat 2023 depremlerinde resmi olarak 53 binden fazla insanımızı yitirmeyecektik” ifadelerini kullandı.

“BAKANLIK KURULSUN, FAY YASASI KABUL EDİLSİN”

Depremden etkilenen illerde başta okullar olmak üzere riskli hastaneler, idari yapılar ve kritik altyapı tesislerinin ivedilikle incelenmesi gerektiğini belirten Dr. Şevkin, fay zonu üzerindeki yapıların da kentsel dönüşüm kapsamına alınarak başka alanlara taşınmasının zorunluluğunu vurguladı.

Şevkin, “Tüm bu çalışmalar kurulacak ‘Afet ve Acil Durum Bakanlığı’ çatısı altında gerçekleşmeli. Ayrıca meclise sunduğumuz ve ‘Fay Yasası’ olarak bilinen ‘7269 Sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’miz de kabul edilerek gereği yapılmalıdır” diye konuştu.

Kaynak: BÜLTEN