Olay, Hediye Gündüz’ün doğum için yatırıldığı Dağkapı Devlet Hastanesi’nde başladı. İddiaya göre, doğumdan sonra aynı odada kalan başka bir kadın, Gündüz’ün anne ve babasına kızlarının hayatını kaybettiğini söyledi. Bunun üzerine aile, kızlarının cenazesini almak istedi. Ancak arayış sırasında, kızlarını hastanenin başka bir odasında buldular. Olayın ardından aile, okuma yazması olmayan Gündüz’ü hastaneden alıp bebeklerinin durumunu sormadan evine götürdü.

Aradan geçen yıllar boyunca girişimlerde bulunan aile, çocuklarına dair herhangi bir iz bulamadı. Hediye Gündüz’ün oğlu Abdurrahman Gündüz, yaşananları şu sözlerle anlattı:

Depremzede Çocukların Kütüphanesine 2 Ayda 2 Hırsızlık! Dernek Kapıya Not Astı: ‘Lütfen Çalma!’
Depremzede Çocukların Kütüphanesine 2 Ayda 2 Hırsızlık! Dernek Kapıya Not Astı: ‘Lütfen Çalma!’
İçeriği Görüntüle

“Babam o dönem 70 yaşlarında. Maddi durum son derece düşük, okuma yazmaya bilmeyen bir aile. Annemin Dağkapı Devlet Hastanesinde 7-8 gün yattığını biliyoruz... 7 veya 8’inci günün akşamında eve geldiler. Bir 15-20 dakika sonra annem şunu dedi. ‘Biz çocukları niye getirmedik.’ Ve herkes birbirine çocukları niye getirmedik diye sordu. O konu öyle kaldı.”

Abdurrahman Gündüz, aile fertlerinin doğum günü sabahı yaşadıklarını, annesinin yanlış bilgilendirilmesini, daha sonra yaşanan şaibeli gelişmeleri ve yıllar sonra köye gelen tanımadıkları bir kişinin babasını rüyasında gördüğünü söyleyerek evlerine gelmesini de aktardı.

Kardeşlerinin akıbetini öğrenmek için hastane arşivine başvuran Gündüz, oradan da savcılığa yönlendirildiğini ancak zaman aşımı gerekçesiyle sonuç alamadığını belirtti. Gündüz, “Bu çocuklar doğdu, ölmüş olabilirler. Doğdu, devlet tarafından koruma altına alınmış olabilirler. Üçüncü ihtimali düşünmek istemiyorum ama en çok kafamızı kemiren konu da bu. Birileri tarafından bu çocuklar biri veya birilerine mi verildi? Bu soruların aydınlığa çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi.

Aile, 34 yıl sonra hâlâ kayıp ikizlerinin akıbetini öğrenmek için mücadele ediyor.

Kaynak: İHA