Şair, hissiyatını; yazar, fikriyatını paylaşır; deyip geçemeyiz elbette. Şair: kelamı kaleme dökendir.Kelimedeki hayatı keşfedendir.Buradaki hayat kavramı , tabiattan ve bilinen kavramlardan daha güçlü bir yapıya sahiptir.Gizemlidir. Yazar, eserlerinde her ayrıntıyı anlayabilmemiz ve tahlil edebilir olmamız için yardımını esirgemez.Şair, ser verir sırrını vermez.Gücümüz yettiğince anlamaya çalışmamız için ip uçları verir; anlamaya ve kavramaya çalışanların ferasetine bırakır... Yani yazar gibi rehberlik etmez. Okuru "kör kuyularda merdivensiz bırakır; okyanus ortasında hep yelkensiz bırakır". Yazar daha merhametli görünür bu açıdan... Bunun içindir ki müzik parçasında şiir, resimde şiir, sinemada- tiyatroda şiir aranır hep... Yazar, duru ve anlaşılan; açıklayan, ip ucu veren olmak zorunda hisseder kendini her daim. Öyle ya da böyle; Şair de, Yazar da bu fani ve yalan dünyada her zaman ve de sonsuzluğun ötesinde, zaman kavramı gözetmeksizin; dünya saltanatının sahipleridir Kanaatimce... 'Gerçek sanatçılar, zulmün alkışçısı olamaz- susmaz, susamaz. Yurduna ve milletine yol gösterir; susarsa eğer şairler ve  yazarlar, SANAT'ın yüz karası olurlar..