‘’KOORDİNELİ ÇALIŞIYORUZ’’

Büyükşehir ve Çukurova Belediyesi’nin koordineli bir çalışma sergilediğini ifade eden Keskin, ‘’Birçok konuda bir karar alınmadan önce istişare yapılıyor, görüş alışverişinde bulunuyor, öneriler sunuluyor, uyum içinde biş çalışma sergileniyor’’ dedi. Meclİs üyesi Keskin, ülkedeki siyasi gelişmeler, Adana’yı işsizlik ve yoksulluk batağına sürükleyen süreci Çukurova Metropol’e anlattı.

‘’BAŞKANLARIMIZ ALANDA’’

Tarıma Yeni Model: “Genç Tarımcılar Kooperatifleri Kurulsun!”
Tarıma Yeni Model: “Genç Tarımcılar Kooperatifleri Kurulsun!”
İçeriği Görüntüle

Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Güngör Geçer ve Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay’ın süreki alanda olduğunu belirten Keskin, ‘’Başkanlarımız mahallelere indiler ve temizlikten asfalta, park-bahçelere kadar yapılması gereken ya da gecikmiş ne kadar iş varsa hizmet için elden geleni yapıyorlar. Büyükşehir ve Çukurova'nın tüm personeli ile beraber koordineli çalışmalar yapıyoruz’’ diye konuştu.

Meclis Üyesi Sıtkı Keskin, koordineli bir çalışmanın vatandaşın işinin kolaylaşması, il ya da ilçeye daha fazla hizmet anlamına geldiğini kaydetti.

‘’SİYASİ ETİK GÖREMİYORUZ’’

Ülkede yaşanan siyasi gelişmeleri de değerlendiren Keskin, şu ifadelere yer verdi:

‘’ Elbette ki ülkemizin ya da ülkelerin yönetilmesinde siyasetin olmazsa olmaz olduğunu biliyoruz. Çünkü siyaset siyasi partiler vasıtasıyla yapılır, siyasi partiler seçimlere katılır, siyasi partilerden aday olup seçilenler belediyeleri yönetir. Meclise giren ülke yönetir, Milletvekili olur, bakan olur, gerçi bizim yürütmemiz şu an sistem gereği seçilenlerden değil atananlardan meydana geliyor.

Ülkemiz şu anda 23-24 yıldır aynı siyasi partiden seçilen Başbakan, Cumhurbaşkanı milletvekilleri ya da bakanlarla yönetiliyor. Elbette ki ‘daha iyi yönetirim diyen’ siyasi partiler de var. Örneğin Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar olma yolunda en güçlü adaydır. Cumhuriyet Halk Partisi ‘Ben daha iyi yönetirim’ diyor diğer partiler de ‘daha iyi yönetirim diyor ‘Elbette ki bu doğal bir durum. Tabii ki her siyasi parti ya da siyasi parti yönetenler iddialı olacaklar. Ülkedeki siyasi gelişmelere bakınca ne yazık ki bir siyasi etik göremiyoruz. Şimdi hangi taraftan ya da hangi siyasi partiden söylenirse söylensin siyasi etik göremiyoruz. Bu yaşananlar halkımız üzüyor. Bir kere her şeyden önce her siyasi partinin lideri, ülkeyi yönetmek üzere birinci olan partinin genel başkanı ya da mensupları olsun vatandaşına , memuruna atanan, atanmayan öğretmenine, güvenlik güçlerine bütün ülkeye karşı kırıcı olmamalı, memnun etmeli, gönüllere dokunmalı. Söylenen her şeyin, söylenen her sözün incitici olmamaması gerektiğini düşünüyorum. Şu an istediğimiz noktada değiliz. Siyasi gelişmeler tüm vatandaşları üzdüğü gibi biz de üzüyor. Örneğin belediye başkanlarının tutuklanması... Bir kere her şeyden önce bu Aziz İhsan Aktaş iddianamesi, Ekrem imamoğlu'nun sosyal medyada hesaplarını kapatılması gibi konuşulacak şey var aslında...

Belediye başkanlarının gerçekten suçu varsa hiç kimse suç işleme özgürlüğüne sahip değildir ancak ispat edilene kadar da masumiyet karinesi unutulmamalıdır. Seçilen Belediye Başkanlarının tutuklu yargılanmaları elbette ki olmaması gereken bir şey. Şayet gerçekten bir suç işlemişlerse mahkeme sonucunda elbette ki cezalarını çekmeliler, çekmek zorundadırlar. Hiç kimsenin bu ülkede ne olursa olsun suç işleme ya da bir suç üzerinde durarken serbest yaşaması elbette ki düşünülemez ,düşünülmemelidir ama suç örgütü lideri olduğu söylenen bir kişinin etkin pişmanlık yasasından yararlanması nedeniyle baş olduğu sıfatı konan şahıs elini kolunu sallayarak dolaşırken, onun suçladığı kişiler tutuklu yargılanırken örgütün liderinin tutuksuz yargılanması hepimizi üzüyor. Milyonların oyuyla Cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya hesaplarına erişim, ya da işte X, Facebook'un , WhatsApp gibi mecraların zaman zaman kısıtlanması, erişim engeli ya da kullanılmaması için çeşitli yollara başvurulması son derece yanlış. Devletin varlığına, birliğine kastetmeyecek , insanlara zarar vermeyecek ve hakaret noktasına gelmeyecek şekilde herkes her mecrayı kullanmalı, meramını anlatmalı .’’

‘’50’DEN FAZLA FABRİKA KAPANDI’’

Adana’nın son 20-25 yılda işsizlik ve yoksulluk batağına girdiğini belirten CHP Çukurova Belediye Meclis Üyesi Sıtkı Keskin, ‘’Şöyle geriye dönük bir bakalım bir çırpı da size Güney sanayiden başlarım Çukobirlik’ten devam ederim. Düşünün son 20 yılda 50’den fazla fabrika kapandı ya da kapatıldı. Bir yerde üretim olmazsa işsizlik ve yoksulluk kaçınılmazdır’’ dedi.

Kapanan fabrikalar ve sanayi tetsilerinden örnekler veren Keskin, şöyle devam etti:

‘’ Tekel sigara fabrikaları son derece önemliydi. Çalışan sayısını düşün.Tekel’de, Bossalarda, Çukobirlik ,Güney Sanayi ve kapanan diğer işletmelerde onbinlerce kişi çalışıyordu.

Bu sanayi kuruluşlarının kapanmasıyla bir anda işsiz sayısı patladı. Ayrıca Adana her zaman göç alan bir ildir. Bunun yanında çok önemli bir faktör Suriye'deki yaşanan iç savaş nedeniyle çok çok fazla Suriyelinin gerek Adana gerekse yakınımızdaki illere akın akın gelmeleri ve burada olmaları ayrıca issizliği büyüttü, ucuz işgücü piyasasını hareketlendirdi.

Elbette geldiklerinde bizim insanımız beş liraya çalışıyorsa onlari ki liraya çalıştılar. Suriyeliler ilerleyen zaman içinde kendi işyerlerini açtı, kendi işçilerini çalıştırdılar, yani bize de hiçbir faydaları olmadı. Bu durumun Adana’da, işsizliğin artmasında önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.’’

BU GEMİ BATARSA HEPİMİZ BATARIZ

Kurtuluş Savaşı'nı bu halkın hep beraber verdiğini ifade eden Meclis Üyesi Sıtkı Keskin, ‘’Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde yedi düvele karşı durduk, çok zorlu şartlarda ülkemizi savunduk, en zorlu koşullarda Cumhuriyetimizi kurduk. Biz hep bir aradaydık, hep beraber çalışıyorduk ,hep beraber kazanıyorduk ,kimse kimseyi ötelemiyordu, ayırmıyordu, farklı gözle bakmıyordu. Geldiğimiz son noktada ne yazık ki, her şeye şüpheli bakmak zorunda kaldık, kalıyoruz. Yaşam zorlukları insanlara birçok şeyi görmezden gelmesine sebep oldu’’diye konuştu.

Ekonomik zorluklar, siyasi gelişmeler ve sosyal yaşamdaki zorlukların bir çok değeri de altsüt ettiğine dikket çeken Sıtkı Keskin, ‘‘Sonuç olarak bu gemi hepimizin gemisi, hepimiz bu geminin içindeyiz. Bu gemi batarsa hep beraber batacağız. Bunu düşünüp ona göre hareket edip çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Adana için, Çukurova için ya da Türkiye'miz için, cumhuriyetimiz için ele ele vererek birlik, beraberlik içerisinde kötülüğü kollamadan, birbirimizin açığını aramadan birbirimize yardımcı olarak, dayanışma, hoşgörü ve barış içinde her şeyi daha güzel , daha kolay başaracağımıza inanıyorum.’’

Kaynak: HABER MERKEZİ