Türkiye'nin batısında yaşanan sarsıntılar, gözleri bir kez daha İstanbul depremine çevirdi. Deprem bilimci ve jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarda, Marmara Fayı'nın beklenenden farklı bir şekilde davrandığını gösteren kritik bir harita ve doğal mekanizma hakkında bilgi verdi.
“MARMARA FAYI SAATLİ BOMBA DEĞİL, ENERJİYİ YAVAŞ BIRAKIYOR”

Prof. Dr. Bektaş’a göre, Marmara Fayı uzun süredir düşünüldüğü gibi tamamen kilitli ve patlamaya hazır bir fay değil. Aksine, “fay sürünmesi (creep)” adı verilen yavaş kayma hareketiyle enerjisini kademeli olarak boşaltabiliyor. Bu da olası büyük bir depremin şiddetini düşürebilecek bir mekanizma olabilir.
Marmara Fayı'nın düşünüldüğü gibi tamamen kilitli bir saatli bomba olmadığını söyleyen Bektaş, 'fayın sürünmesi' denen doğal bir sürecin, enerjisini yavaşça boşaltmasını sağladığını aktardı. Bunun ise 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem olasılığını düşürdüğünü kaydetti.
1912 VE 2025 DEPREMLERİNİN SIRRI AYNI MEKANİZMADA
Bektaş, 1912 Şarköy ve 2025 Silivri depremlerinin İstanbul’a ulaşmadan durmasının nedenini de bu mekanizmaya bağladı. Enerjinin tek bir kırılma yerine daha küçük depremlerle dışarı atıldığını belirten Bektaş, bu yapının İstanbul için olası bir “fırsat” olduğunu vurguladı.
Bu mekanizmanın enerjiyi bir anda boşaltmak yerine, küçük ve orta büyüklükte depremlerle gerilimi azalttığını aktaran Bektaş, bunun büyük ve yıkıcı bir depremin önüne geçebileceğini açıkladı.
'AÇIK VALF SİSTEMİ' MARMARA’NIN ALTINDAKİ JEOKİMYASAL HAREKET

Prof. Dr. Bektaş’ın dikkat çektiği bir diğer nokta ise Marmara Denizi'nin altındaki özel jeolojik yapı oldu. Bektaş bu durumu "açık valf sistemi" olarak tanımladı. Bektaş'ın aktardıklarına göre bu sistem şu üç mekanizmadan oluşuyor:
-
Sıcak manto tabakası, Marmara Denizi'nin altındaki Tekirdağ, Orta Marmara ve Çınarcık çukurlarını oluşturuyor.
-
Bu ısı, metan gazı ve sıcak su gibi akışkanları derinlerden yüzeye doğru itiyor.
-
Bu akışkanlar, fay hattı boyunca enerji boşaltımını kolaylaştırıyor.
İSTANBUL’UN DEPREM RİSKİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ Mİ?
Bu yeni yaklaşıma göre, Marmara Fayı'nda 1766'dan bu yana biriken enerji tamamen kilitli olmayabilir. Bu da İstanbul'da beklenen büyük depremin büyüklüğünün değişebileceği anlamına geliyor. Bektaş, bu teorinin İstanbul'un deprem riskine dair senaryoları önemli ölçüde değiştirebileceğini söyledi.
Fayın enerjisinin bir kısmını yavaş kayma yoluyla boşaltması durumunda, 7,5 ve üzeri bir deprem olasılığının azalacağını kaydeden Bektaş, 6 ila 6,5 büyüklüğünde depremlerin şu anki senaryoda daha olası olabileceğini açıkladı.
MARMARA'DAKİ ÇUKURKAR BİR ŞANS OLABİLİR

Bektaş, Marmara’daki bu özel yapının İstanbul için ciddi bir avantaj olabileceğini vurguladı. Söz konusu derin çukurlar ve akışkan sızıntıların yıkıcı bir depremin etkisini hafifletebileceğini bildiren Bektaş, bu durumun İstanbul için büyük bir şans olduğunu kaydetti.




