Festivalin “Gazze, Şimdi!” başlıklı seçkisi, izleyiciyi yalnızca geçmişin acılarına değil, Gazze’nin en güncel sorunlarına tanıklık etmeye davet ediyor.
Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 22-28 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalin Dünya Sineması bölümünde sunulacak bu özel seçki, izleyiciye Filistin’in bugününü farklı bir perspektifle gösteriyor. Seçki, festivalin onursal başkanı Zeydan Karalar’ın Gazze hassasiyeti ve bölgeye insani yardım gönderilmesi için Adana Büyükşehir Belediyesi’nin gösterdiği yoğun çaba ile de örtüşüyor.
Gazze’de Western Esintisi
Arab ve Tarzan Nasser kardeşlerin Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan filmi Bir Zamanlar Gazze’de (Once Upon a Time in Gaza, 2025), Hamas kontrolündeki Gazze’de geçen bir suç ve intikam hikâyesi anlatıyor. Klasik Western atmosferini Gazze sokaklarına taşıyan film, üniversite öğrencisi Yahya’nın en yakın arkadaşının paramiliter güçler tarafından öldürülmesinin ardından adalet arayışına odaklanıyor. Nasser Kardeşler, film için, “Gazze’nin insan özünü ve hayatta kalma inadını görünür kılma çabası” diyor.
Güvercin Arayışında Umut
Filistinli usta yönetmen Rashid Masharawi’nin son filmi Yitik Düşler (Passing Dreams), 12 yaşındaki Sami’nin kaybolan güvercinini ararken Kudüs’ten Hayfa’ya uzanan yolculuğunu konu alıyor. İşgalin yarattığı yıkıma rağmen umut ve dayanışmayı ön plana çıkaran film, şiddeti doğrudan göstermeden, günlük yaşamın ayrıntıları ve karakterlerin davranışları üzerinden hissettiriyor. Eleştirmenler, yapımı “Kiarostami geleneğini hatırlatan duyarlı bir yol hikâyesi” olarak nitelendiriyor ve insan hikayelerinden aldığı gücü, sıradan insanların iyiliğine olan inancıyla birleştirerek dayanışmayı vurguladığını belirtiyor.
“Fatma Hassuna’nın Unutulmaması İçin”
İranlı yönetmen Sepideh Farsi’nin Cannes ACID bölümünde gösterilen belgeseli Yüreğini Eline Al ve Yürü (Put Your Soul on Your Hand and Walk), Gazze’de yaşayan genç fotoğrafçı Fatma Hassuna ile yapılan bir yıllık video görüşmeleri içeriyor. Film, Fatma’nın günlük yaşamını, hayallerini ve yaratıcılığını aktarırken, trajik şekilde Cannes seçkisinin açıklanmasının ertesi günü bir hava saldırısında hayatını kaybetmesiyle bir sinemasal ağıta dönüşüyor. Variety, filmi “trajediye rağmen umut ve direncin güçlü bir belgesi” olarak değerlendiriyor. Farsi ise, “Fatma’nın gülümsemesinin ve sözlerinin unutulmaması için bu filmi yapmak zorundaydım” diyor.
