Ölenlerden birinin, o sırada pazara alışverişe gelen seyyar satıcı olduğu öğrenildi. Ağabeyi, “10 dakika geç gitse veya 10 dakika önce çıksa başına bir şey gelmeyecekti. Bu kavga öğlene doğru olsaydı yüzlerce kişi ölürdü” diyerek gözyaşı döktü.
Olay, 8 Kasım günü merkez Yüreğir ilçesi PTT Evleri Mahallesi’ndeki kapalı semt pazarında meydana geldi. İddiaya göre, pazarda tezgâh açan dayılarından alacaklarını tahsil edemeyen yeğenler, bu nedenle İstanbul’dan Adana’ya geldi. Taraflar arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü.
Kavga sırasında yeğenlerden biri, pazarın yanındaki parkta bir kişiyi tabancayla vurdu. Çevredekiler yaralıya yardım etmeye çalışırken saldırganlar olay yerine geri dönüp kalabalığın üzerine rastgele ateş açtı.
Kurşunların hedefi olan pazarda tantuni satan 4 çocuk babası Talip Çelikten (55) ile 3 çocuk babası seyyar meyve sebze satıcısı Yusuf Solmaz (47) yaşamını yitirdi. Üçü ağır beş kişi ise yaralandı.
Saldırganlar olay yerinden kaçarken çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralılar kentteki hastanelere kaldırılırken, yaşamını yitiren Çelikten ve Solmaz’ın cenazeleri Adana Adli Tıp Kurumu Morguna gönderildi. Otopsi işlemlerinin ardından cenazeler toprağa verildi.
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayla ilgili çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Soruşturma sürüyor.
“Öğlene doğru olsa yüzlerce kişi ölürdü”
Hayatını kaybeden seyyar satıcı Yusuf Solmaz’ın ağabeyi Abdullah Solmaz, kardeşinin pazara sadece malzeme almaya gittiğini belirterek şöyle konuştu:
“Kardeşim günlük malzeme alıyor, buradaki mahallede satıyor. 25 yıllık esnaftır kardeşim. El tablasıyla geziyordu, 3 yıldır bu araçla işini yapıyor. Aldıktan sonra 10 dakika geç gitse veya 10 dakika önce çıksa başına bir şey gelmeyecek. Eğer bu kavga öğlene doğru olsaydı 100'lerce kişi ölürdü. Pazar daha kalabalık olacağı için.”
“Çocukları yetim kaldı”
Abdullah Solmaz, olayda ihmaller olduğunu ileri sürerek şöyle devam etti:
“Şahıslar olaylardan önce İstanbul'dan gelip tartışıyor. Polisimizin haberi varsa neden etrafta önlem alınmadı. Millet ölsün de ondan sonra mı önlem alınsın? Alınsa ne olacak ki, benim kardeşim geri gelecek mi? Yüzlerce kişi ölse kardeşimi geri getirecek imkan var mı? Bugün bir çocuk yetiştiriyorsun senin ömrün gidiyor, onu da bir maganda kurşununa vermek ne demektir. Kardeşimin 1 oğlu 2 kızı var. Çocukları yetim kaldı. İzmir'de okuyan artık okuyamaz, onlar mı okutacak?”
