Doğan, “Tarımda suyun verimli kullanılması artık bir tercih değil, zorunluluktur” dedi.
Mehmet Akın Doğan, son yıllarda mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, gece–gündüz arasındaki ani sıcaklık farkları ve yağış miktarındaki azalma nedeniyle üreticilerin zor bir dönem yaşadığını ifade etti. Doğan, “Ülkemizde küresel ısınmanın etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Bu yıl hala havalar tam anlamıyla soğumadı, kuraklık ciddi bir tehlike haline geldi. 2025 yılının tarımsal üretim açısından adeta bir afet yılı oldu. Çiftçi hem don hem de aşırı sıcaklarla mücadele etti. Zirai don, kuraklık ve aşırı sıcaklar çiftçimizi nefessiz bıraktı. Sezonu gerçekten çok zor şartlarda tamamladık” diye konuştu.
2026 yılının yağış durumuna bağlı olarak kritik geçeceğini dile getiren Doğan, dağlara yeterli kar ve yağmur düşmesi halinde üretim sezonunun daha rahat olacağını; ancak yağışların yetersiz kalması halinde tarımsal faaliyetlerde önemli sorunlar yaşanabileceğini belirtti.
“Su israfına yol açıyor”
Doğan, karpuz, kavun, domates ve biber gibi ürünlerde damla sulamanın yaygınlaştığını ancak mısır, soya ve pamuk gibi geniş alan kaplayan ürünlerde hâlâ vahşi sulama yapıldığını hatırlatarak bu yöntemin hem su israfına hem de uzun vadede verim kayıplarına yol açtığını vurguladı.
Çiftçilerin modern sulama sistemlerine geçmek istediğini ancak ekonomik nedenlerle zorlandığını söyleyen Doğan, çözümün devlet desteği olduğunu belirtti. “Çiftçimiz bilinçli ama damla sulama hala maliyetli bir sistem. Bu yüzden çiftçilere tek yıllık damlama hortumlarının ücretsiz verilmesini talep ediyoruz. Böylece hem suyu koruruz hem üreticimizi güçlendiririz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de tatlı su kaynaklarının kullanım oranlarına da dikkat çeken Doğan, “Tatlı suyumuzun yüzde 77'si tarımda, yüzde 13'ü üretim ve enerjide, yüzde 10'u ise içme suyu ve evsel ihtiyaçlarda kullanılıyor. Bu nedenle tarımda suyun verimli kullanılması artık bir tercih değil, zorunluluktur” diyerek açıklamalarını tamamladı.





