Ramazan ayındayız. Bu günlerde özellikle oruç tutanlar için zaman bir türlü geçmek bilmez. Çalışıyorsak ve erkende kalkıyorsak sabır ve empati yönlerimiz hep bir sınav içinde olur gün boyu… Oysaki bazı aktivitelerle uğraşırsak saatler su gibi akıp geçecektir. Asıl mesele o aktiviteyi bulmak ve keşfetmekte yatıyor.  Bir düşünün, hem ruhunuza hem de bedeninize iyi gelen, yaparken dünyaları unuttuğunuz keyifle o yaptığınız işe konsantre olduğunuz ve başardıkça yol aldıkça daha da keyiflendiğiniz neler var?

Öncelikle size önereceğim en önemli şey saatinize kesinlikle bakmayın. Saati geldiğinde yapacağınız ve saate göre takip ettiğiniz bir işiniz yoksa tabi. Saatleri unutun. Kendinizi yaptığınız işe adayın ve onu en güzel en hakkını verir şekilde yapın. Aşırı hareketsiz bir ramazan tabii ki olmaz. Hareket de etmeniz gerekiyor ama bu sizi yoran terleten ve ani tansiyonunuzu düşürebilecek hareketler olmayacak kesinlikle.  Hafif tempoda sizi sıkmadan yormadan bedeninizi ve eklemlerinizi açan hatta fonda sevdiğiniz müziklerden oluşan bir arşivle size eşlik edecek sizi memnun edecek hareketler olabilir.

Boş kalan vakitlerimizin en büyük kurtarıcısı tabii ki hobilerimiz. Kitaplar, filimler, resim, müzik, dans, tarih belgeseller, edebiyat ve sanatın diğer kolları… Bunlarla birlikte hem yeni şeyler öğrenirken hem de hangi alanı daha çok sevip sevmediğinizi keşfe çıkabilirsiniz. Bu yolculuk hem ruhunuzu dinlendirecek hem de sevdiğiniz alanları keşfetmek sizi çok mutlu edecektir. Zaten asıl mutluluk kaynağı olan hobinizi keşfettiğinizde de bir çocuğun en sevdiği oyuncağına kavuşması misali onu hiç bırakmak istemeyeceksiniz. Bu da vaktinizin büyük bir bölümünü alacak.

Bunlar dışında sosyal medyadan farklı yemek önerileri alabilir. Akşam evde ailenizi ve misafirlerinizi şaşırtacak eğlenceli ve lezzetli sürprizler hazırlayabilirsiniz. Bunları hazırlarken yüzlerinin alacağı ifadeyi hayal edip, kendinizi daha mutlu ve huzurlu hissedebilirsiniz. Bütün işlerinizi bitirdiğinizde de dua, arınma, meditasyon, yoga gibi minik ve kısa süreli tanıtım dersleri misali kendinize vakit ayırıp bunlarla ilgilenebilirsiniz. Gördünüz mü? Oturup düşününce aslında gün içinde yapacak ne kadar çok şey, keşfedilecek ne kadar alan var. Bunları değerlendirip huzurlu ve keyifli bir Ramazan ayı geçirmek yine bizlerin elinde…

Otuz gün boyunca iftarı beklerken yapacağınız bu minik çalışmalar ve hobi keşifleri sonrası en sevdiğiniz hobinizle uğraşmanız sonucunda kendinize yepyeni özellikler kazandırabilirsiniz. Birkaç kez hata yapıp, o ilk başlardaki;  ‘yok olmayacak, yapamayacağım galiba’ hissine kapılsanız da seviyor ve kendiniz için bunu zihninizde canlandırabiliyorsanız asla vazgeçmeyin. Eminim birkaç gün sonunda zafer sizi olacaktır.

Herkese hayırlı ramazanlar.

Sağlıcakla kalın. Haftaya görüşmek üzere…