Bu konuyu belki defalarca ele aldım. Direk olmasa da dolaylı yoldan çok söz ettiğimi düşünüyorum. Ancak ne kadar faydalı oldum bilemiyorum. Siz değerli okurlarımla tekrar bunu paylaşmak istiyorum.  Hepimizin çocukları var. Bizler T ya da Y kuşağı da olsak onlar Z kuşağı… Hatta alfa beta kuşağı gibi isimler takanlarda var. Bunlar çok da önemli değil. Evet aramızda bir kuşak farkı var. Teknoloji ve bilim hatta sanat farkı var. Bu bir gerçek, ancak onlar robot değil.  Çocuklarımızı android telefonlardan indirmiş ya da bilgisayarların belirli çocuk hizmeti veren sitelerinden almış gibi davranmamamız gerekiyor. Ve en önemlisi çevresindeki kimseye de bu hakkı vermememiz gerektiğini düşünüyorum.

 Çocuklar özellikle okul öncesi yaşlarda, koşup oynamak, ailesiyle vakit geçirmek çevresel faktörlerin büyüdükçe farkına varmak, arkadaş edinmek gibi yavaş yavaş doğan ve kendilerinin de yapabildiği beceriler kazanıyorlar. Onların temel görevi ne şu an ne  ders çalışmak ne sınavlara hazırlanmak ne de koyun misali başında bir çobanla put gibi zaman geçirmek !. Çocuk dediğin, koşacak oynayacak, itecek, yuvarlanacak, zaman zaman yemeyecek, zaman zaman uyumayacak, hoşuna giden anlarda kahkahayı basacak, enerji dolu hayat dolu olacak, zaman zaman asi tavırlarıyla üzecek belki, ayakkabılarını kıyafetleriniz zor giyip çıkaracak ya da bazı günler hiç yapmayacak belki de, canı yapmak istemeyecek!   Bütün bu yazdıklarım sizlere tanıdık gelmiştir. Evet benimde çocuğum böyle hatta bu yazdıklarınız ne ki? diyenleri şu an duyabiliyorum. Peki kendinizi bir düşünün zaman zaman canınız sıkkınken dahi kolunuzu kaldırmak yemek hazırlamak bile istemiyorsunuz. Ama durum çocuklara gelince her zaman yapmalı etiketi yapıştırılıyor. Neden?

Sizden ricam lütfen ne olursa olsun çocuklarınızın yanında olun onlara güvenin.. Onları anlamayan değerlerinin farkına varmayan ya da sürüye uymuyor diye onları ötekileştirmeye çalışan insanları asla dinlemeyin.  Her çocuk farklıdır. Hepsi birer pırlanta. Belki şimdi yapamıyor diye baktığınız bir çocuk ilerde müthiş bir bilim adamı olacak ve farklı bir zekası var ya da inanılmaz başarılı bir sporcu olacak varsın matematiği anlamasın!  Hiç bunları söylerken onu motive etmeyi, ona yakın olmayı, onu daha çok anlamaya çalışmayı düşünüyor musunuz ya da bu sistem düşünüyor mu merak ediyorum? Ama hayır mükemmeliyetçi bir çağdayız ya hani herkes mükemmel olmak zorunda kusursuz görünmek zorunda öyle değil mi? Ne kadar doğru bu durum?

 Maalesef günümüzde eğitimin geldiği noktayı da az çok görüyorsunuz. İmkânı olanlar zaten yurt dışını tercih ediyor. Ama ben memleketimde kalıp çocuğumun bu topraklarda okumasını gönülden istiyorum. Ancak ‘çağa ayak uydurma’ başlığı altında kendini android, çocukları robot sanan eğitim verdiğini zannedenlerle kesinlikle değil.. Daha da fazla yazmak istediğim şey var ancak bu köşe değil gazetenin kendisin yetmez inanın düşüncelerimin hepsine.. . Bu konuda sizlerin de hikâyesi varsa eğer mail adresime yazın lütfen [email protected].   Siz değerli okuyucularımı çok seviyorum. 

Sanatla kalın. Sevgiyle kalın.

Haftaya görüşmek üzere…