Beni birçok arkadaşım iyi tanır. Özellikle yaya geçitlerinde araç kullanmaya başladım başlayalı çok hassasımdır. Çünkü hepimiz yeri geliyor şoför yeri geliyor yaya olarak günümüzü geçirebiliyoruz. Araçlar ya da yollar kimsenin ebedi olarak tekelinde değil.  Ne kadar araçla hayatımızı geçiren birileri de olsak zaman zaman yürüme mesafesi lokasyonlara kendi ayaklarımızla yaya sıfatıyla gidiyoruz.  Yaya geçitlerine baktığım zaman, hasta, yaşlı, genç, yetişkin, çocuk birçok yaş kesiminden insanla karşılaşırsınız. O yüzden yaya da olsam araçla çıkan bir şoför de olsam çok çok dikkatliyimdir. Hatta yaya geçidinde çocuklu insanları daha geride durmaları konusunda da ikaz ettiğim çok olmuştur.  Bu konuda anlayışlı ve nazik bir insanım. Bunu da asla kendimi överek bizzat değil çevremin ve dostlarımın dilinden size aktarıyorum. Öyle olduğumu hep söylerler sağ olsunlar.

Geçtiğimiz günlerde başıma gelen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Duyunca, gerçekten şoför değil sabır taşı olmanız gereken durumlara maruz bırakılan insanlar olmaya zorlanıyorsunuz dersiniz eminim. Araç kullanırken, yaya geçidine dahi girmeden kaldırımın tam ortasında daha aracım yaya geçidine dahi girmeden el kol hareketi yapıp beni en gerilerden durdurmaya çalışan bir yayayla karşılaştım. Öyle hareketlerle geriden gelip yaya geçidine koştu ki, benim çarpma ihtimalimi dahi göze alacak kadar gözleri kararan, ama el kol hareketi yapacak kadar da enerjisi olan bu insanları artık tanımlayacak sıfat bulamıyorum.   Üstüne üstlük bir de bu insanlarda yüzde yüz haklıymışçasına bir ego bir sinirlilik hali oluyor ya hani. Sanırsınız Allah yolların hepsini onlar için yaratmış. Tarla misali gezinip, salınıp araçlılara el kol sallasınlar diye.. Gerçekten karşılaştığım manzarayı size anlatmaya kelimeler yetmez. Trajikomik diyebilirim ancak.  Dahası siz arabayla beklerken önünüzden gülerek yan yan bakarak geçen insanlar oluyor. Hani çarp da görelim edasıyla bile bile şoförleri bir nevi tahrik ediyorlar.

Başka bir gün yine araçlayım. Yayanın bir tanesi kendini yaya geçidine attı resmen ve sonrasında zincirleme kaza yaşandı. Sırf o yayaya çarpmamak için belki de araç kullanan insanlar yanındaki eşini çocuğunu, annesini tehlikeye atıyor. Tabi yayalar bunu düşünemiyor. Onların da muhakkak mağdur oldukları durumlar yaşanıyor yaşanmıyor değil ancak her iki tarafa da verilen hakları saygısızca suiistimal etmeye kimsenin hakkı yok!  Kanunların verdiği yetkiyle birçok alanda öncelik yayaların olsa da bunu kötüye ve hinliğe kullanmamaları lazım... Her karşılarına çıkan araç sahibi o kadar da iyi niyetli olmayabilir. Her iki tarafa da tavsiyem elimizdeki hakları kötüye kullanmayalım. Bilinçli olalım. Saygılı olalım. Yaya da olsak, trafikte araç kullanan şoför de olsak haklarımızı ihlal etmeyelim. Kimseyi tahrik ve taciz etmeyelim. Ve en önemlisi lütfen bir yere giderken ölüm kalım durumu yoksa ne olur beş dakika geç gidin ama emniyetli ve kurallara uyarak gidelim. 

Ülkemizde trafik kazaları her sene 20–50 milyon kişinin ölümüne veya yaralanmasına sebep oluyor. Bunu unutmayalım.

Sağlıcakla kalın.

Haftaya görüşmek üzere…