Adana Barosu’nda Tarihi Değişim: Volkan Böke Yeni Başkan Adana Barosu’nda Tarihi Değişim: Volkan Böke Yeni Başkan

Düzenlenen panelin ev sahipliğini İl Kadın Kolları Başkanı Özgürtan Çığ üstlenirken, konuşmacı olarak da İl Kadın Kolları Eğitim Sekreteri ve Yaşam Hakları Avukatı Şirin Şeyma Bulut ile Klinik Psikolog Beliz Zengin katıldı.

Katılımın yoğun olduğu panele İl Kadın Kolları Başkanı Özgürtan Çığ, İl Kadın Kolları yönetimi ve ilçe başkanları, ilçe yöneticileri, çok sayıda vatandaş da katıldı. Panel de özelikle 6284 sayılı   Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun  koruyuculuğu ve dokuzuncu yargı paketini kaybettirdikleri hakkında uzun açıklamaların yanı sıra  şiddetin boyutu ele alındı.

CHP İl Kadın Kolları Başkanı Özgürtan Çığ, tek bir kadının canının yanmadığı, bir tek kadının hayatından koparılmadığı günlere olan özlemin her geçen gün arttığını ifade ederek şunları söyledi:

KADINLARI ÖTEKİLEŞTİREN HER TÜRLÜ POLİTİKAYA KARŞIYIZ

“Kadına Şiddet toplumumuzun kanayan bir yarasıdır. Her gün artarak devam eden kadına yönelik şiddetin öznesi erkekler oluyor. Sorumluları ise bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenler, yargıya hükmedenler, erkeklerden yana veren hakimler, savcılar. Yöneten AKP iktidarıdır. Biz CHP’li kadınlar, şiddete, açlığa, yoksulluğa, eğitimsizliğe ve kadınları ötekileştiren her türlü politikaya karşı sizinleyiz ve birlikteyiz.

AKP’NİN KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARINA KARŞI DURACAĞIZ

Yereldeki iktidarımızı genele taşıdığımızda yaşama sıcacık ve gülümseyerek, sımsıkı sarılacağız. Böyle günler için şimdi var gücümüzle mücadele edeceğiz.  Biz CHP olarak, yaşam Hak Projesi başta olmak üzere, İl Kadın Kolları olarak mücadelemiz devam edecek.  Kadın cinayetleri durana, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana kadar biz mahallelerde sokaklarda olacak AKP’nin kadın düşmanı politikalarına karşı duracağız.”

Panale katılan kadınlara bilgiler veren Klinik Psikolog Beliz Zengin şu açıklamaları yaptı:

AİLE İÇİ ŞİDDETİN FARKLI ÇEŞİTLERİ MEVCUTTUR

“Aile içi şiddet, aile üyelerinden diğerine karşı gösterdiği her türlü fiziksel ve psikolojik zarar verme sürecini ifade eder. Aile içi şiddetin farklı çeşitleri mevcuttur; tokatlama, tekme atma, boğma gibi fiziksel zararı ifade eden fiziksel şiddet, cinsel taciz, zorlama, izleme cinsel konuşma gibi davranışları içeren cinsel cinsel şiddettir. Aşağılama, lakap takma, alay etme, bezdirme gibi davranışları içeren psikolojik şiddettir. Ekonomik olarak bağımlı hale getirme, ekonomik sermayeyi elinden almakla tehdit etme gibi davranışları içeren ekonomik  şiddet de aile içi şiddetin çeşitlerindendir.

Aile içi şiddet her toplumda ve her sosyal sınıfta görülmekle beraber düşük sosyal ekonomik düzey ve düşük eğitim seviyesi ile yakından ilişkilidir. Aile içi şiddet vakaları incelendiğinde faillerin büyük bölümünün babalar, mağdurlarsa anneler ve çocuklar olduğu görülmektedir.

Peki hakaret etme davranışından başlayıp kadın cinayetlerine kadar uzanan aile içi şiddetin aile üyelerindeki sonuçları nedir;

ŞİDDETE MARUZ KALAN KADIN KENDİĞİ DEĞERSİZ HİSSEDER

Şiddete maruz kalan kadın kendini değersiz hissedecektir. Özgüvenin de düşüş meydana gelecektir. Aile içi şiddete maruz kalan kadınların neredeyse yarısının depresyon yarısından daha fazlasının travma sonrası stres bozukluğu, yüzde yirmisi ise intihar düşünceleri geliştirdiği bilinmektedir. Kadınların aile içi şiddetten etkilenme düzeyi, sahip olduğu sosyal destek ve ekonomik bağımsızlık ile ilişkilidir. Sosyal desteğe ekonomik bağımsızlığa sahip olmayan kadınların süreci daha sancılı geçirdiği bilinmektedir Öte yandan aile içi şiddetin görünmez kurbanı olan çocuklar: aile içi şiddet her aile üyesi gibi çocukları da olumsuz yönde etkilemektedir.

ŞİDDETE MARUZ KALAN ÇOCUKTA GÜVEN OLMAYACAKTIR

Şiddete tanık olan veya şiddete maruz kalan çocukta güvenli ve adil dünya inancı zedelenecektir. Bu çocuklar diğer insanların kendilerine yalan söyleyeceğine kendilerini aldatacağına, kendilerine zarar vereceğine yönelik temel bir inanç geliştirmektedir. Dolayısıyla aile içinde tanık olan veya maruz kalan çocukların sosyal ilişkilerde ikili ilişkilerde uğramayanlara kıyasla daha daha başarısız olacağını söylemek mümkündür.

ŞİDDET ÖĞRENİLEN BİR DAVRANIŞTIR

Ev ortamında şiddete tanık olma ve bunun tepkisi buna tepkisiz kalınması çocukta kontrol ve güç duygusunun şiddetle özdeşleştileştirmesine sebep olacak o da ileri ki yaşlarda sorunlarını şiddet kullanarak çözme eğiliminde olacaktır. Şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunu söylemek mümkündür, yapılan araştırmalar bize aile içinde şiddete tanık olan veya maruz kalan özellikle de erkek çocuklarının çoğunun ileride kendi aile üyelerine de şiddet uyguladığını göstermektedir.”

Klinik Psikolog Beliz Zengin’den sonra Avukat Şirin Şeyma Bulut’ta kadınlara bilgi verdi.

Av. Şeyma Bulut, özellikle 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine dair kanun koruyuculuğu ve dokuzuncu yargı paketini kaybettirdikleri hakkında konuşmalar yaparak, şiddetin boyutunu ele aldı.

Av. Şeyma Bulut, “Şiddet önlenene kadar, şiddet bitene kadar Yaşam Hak olarak mücadeleye devam edeceğiz. Kapımızı çalan herkese parti ayrımı yapmadan destekleyeceğimizi bildirmek isterim” diye konuştu.

Kaynak: BÜLTEN