Van’ın Tuşba ilçesi sınırları içerinde bulunan Ayanis Kalesi’nde yaklaşık 36 yıldır devam eden ve 10 yıldır Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları devam ediyor. Her yıl değişik eserlerin ortaya çıktığı kazılarda, bu yılki çalışmalarda 3 adet bronz kalkan ve 1 adet miğfer gün yüzüne çıkarıldı.

“Bu yılki kazılarda 3 tane bronz kalkan ve 1 adet miğfer çıkardık”

Bu seneki buluntular içerisinde en zengin repertuarının bronz kalkanlar oluşturduğunu ifade eden Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı, “Bu seneki kazılarımızda 3 tane bronz kalkan ve 1 adet miğfer çıkardık. Bunlar oldukça iyi durumda ele geçti. Biliyorsunuz Ayanis Kalesi büyük bir deprem geçirdi. Bu deprem nedeniyle anıtsal bir çöküntü var kerpiç duvarlardan kaynaklanan. Birçok eseri bu nedenle deforme olmuş şekilde ele geçiriyoruz. Ama bunlar çok derinde. Yaklaşık 6-7 metre derinlikteki oda tabanında ele geçtiğim için gayet iyi durumda. Tabi ki bazı ufak tefek kırıklıklarımız var bunları da inşallah restorasyon ve konservasyonla tamamlayacağız. Bu 3 adet kalkan ve aynı şekilde bunların içerisinde de bir miğfer vardı. Oda üzeri bezemeli törensel bir miğfer olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü bazı bezemeleri şuan yakalayabiliyoruz tabi bu süslemeler ve bezemeler kapsamalı bir restorasyon ve konservasyondan sonra güzel bir şekilde karşımıza çıkacak. Hepsi bunların aslında bir kraliyet, bir dini elit grubunun o alanı kullandığına dair çok güçlü kanıtlar olarak karşımıza çıkıyor. Bunların burada olması biliyorsunuz aslında Ayanis kaleleri 36 yıllık kazılar neticesinde bronz eserler, özellikle bronz silahlar konusunda çok zengin bir repertuar sundu” dedi.

Tiyatroseverler Bu Oyuna Kitapla Girdi Tiyatroseverler Bu Oyuna Kitapla Girdi

“Urartular, taşı, madeni ve metali çok ustaca işleyen bir uygarlık”

Bu güne kadar kale kazılarında yaklaşık 30’un üzerinde bronz kalkan ele geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Işıklı, “Bu 3 tanesi kuzey mekanlarda ele geçti. Niye bu kalkanlar tapınak alanında yer aldığını düşürsek daha öncede bahsettiğimiz gibi tanrı haldi, Urartu dininde baş tanrı rolüne sahip ama asıl önemli özelliği lider tanrı olması. Savaşa giden kraliyet ailesine ve kraliyet ordusuna rehberlik etmesi silahıyla, mızrağıyla onlara yol göstermesiyle öne çıkan kutsal bir figür. O nedenle tanrı Haldi’ye daha çok Urartulu krallar ve soylu sınıf silah hediye ediyor. Ve biz bu kalkanlar ve diğer bronz silahlar üzerinde tanrı Haldi’ye ithaf edildiğini, ona adandığını, ona bağışlandığını biliyoruz. Bu kalkan grubu ile miğferler yine tanrı Haldi’ye ithaf edilmişti. Tabi üzerindeki yazıtlar temizlendikten sonra bunlar karşımıza çıkacak. O yüzden tapınak alanındaki onlarca bronz kalkandan 3 örneğini biz bu sene gayet güzel bir şekilde ele geçirdik. İnşallah bunlarda yakın zamanda restorasyon ve konservasyonları tamamlandıktan sonra bölge müzemize kazandıracağız ve sergilemeye başlayacağız. Yaklaşık 2 bin 700 yıl öncesine ait bir kalede çalışıyoruz. Bu kalkanlarda muhtemelen o tarihlerde günümüzden 2 bin 700 yıl öncesine tarihlenen bir sürece ait. Zaten bildiğiniz gibi Urartular, taşı, madeni ve metali çok ustaca işleyen onların efendisi kabul edilen bir uygarlık. Anadolu kültüründe çok özel yere sahip bu açıdan. Hatta Anadolu’daki en zengin metal eser koleksiyonunu Urartular’da görüyoruz. Bu açıdan madeni ve metali müthiş derecede başarılı bir şekilde işliyor Urartu krallığı. Özellikle bizim kazdığımız son kral II. Rusa dönemine at kalelerde Ayanis Kalesi başta olmak üzere çok zengin bir metal eser koleksiyonu karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha