Bir şehir düşünün…

Her köşesinden nağmeler yükseliyor, her sokağında bir ezgi dolaşıyor, her gönülde bir sanat sevgisi taşıyor.

İşte o şehir Adana…

Ve o şehrin kalbinde, sanatın sesiyle atan yüce bir kurum var: Adana Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı.

Burası yalnızca bir eğitim kurumu değil; burada notalar umutla birleşir, sesler hayallerle buluşur, adımlar kültürle dans eder.

18 ile 35 yaş arasındaki bireylerin resmi öğrenci olarak kabul edildiği bu konservatuvarda, yaşça küçük ya da büyük olan sanat sevdalıları da dışarıda bırakılmıyor. Misafir öğrenci statüsüyle kapılar herkese aralanıyor; çünkü sanat sınır tanımaz, yaş sormaz, yalnızca kalbe bakar…

Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği ve Halk Oyunları bölümleriyle sanatın üç güçlü damarını bünyesinde yaşatan bu kurumda, her biri kendi alanında usta, sahne deneyimiyle dolu, eğitim aşkıyla yoğrulmuş hocalar yer alıyor.

Onların rehberliğinde öğrenciler sadece müziği değil; estetik duruşu, kültürel kimliği ve sanat ahlakını da öğreniyor. Türk sanat müziği bölümünün başında değerli sanatçı koro şefi ve eğitimcisi Cevdet Cömertpay Türk Sanat Müziği bölümüne katkısıyla çok büyük bir güç katıyor . değerli hocamıza bu büyük desteği göstermiş olduğu emekleri için sonsuz teşekkürler Cevdet comertpay hocamıza...

Her yıl Eylül ayında kayıtlar açılır, Ekim ayında yetenek sınavları yapılır. Ve ardından sınıflarda umutla çarpan kalpler, sazla, sözle, bedenle sanatın içine yürür.

Dört yıl süren bu eğitimde her sınıf bir basamaktır, her başarı yeni bir penceredir.

Ve yolun sonunda, tüm dersleri başarıyla geçen öğrenciler konservatuvar eğitimini tamamlayarak bir belge değil, bir yaşam felsefesi alır ellerine.

Ben de bu eşsiz kurumda, Türk Sanat Müziği Bölümü 3. sınıf öğrencilerine “Türk Müziği Makamları” dersi veren bir sanatçı ve eğitmen olarak, her derste öğrencilerimin gözlerindeki ışıkta sanatın yarınlara nasıl taşındığını görüyor, bu yolculuğun bir parçası olmaktan sonsuz mutluluk duyuyorum.

Ve en kıymetlisi…

Tüm bu eğitim, Adana halkına tamamen ücretsiz olarak sunuluyor.

Bu, sanatın yalnızca seçkinlere değil, tüm halka ait olduğunun en güzel örneğidir.

Ancak böylesine kıymetli bir kurumun varlığı ve sürdürülebilirliği, sadece belediye desteğiyle değil, aynı zamanda Adana’daki sanatseverlerin, derneklerin, vakıfların ve gönüllülerin katkısıyla da güçlenmektedir.

Sanat bir şehrin ruhudur; o ruhun nefes alabilmesi için toplumun her kesiminden gelen destek hayati önemdedir.

Bu kurumun çatısı altında nice yetenekler filizleniyor, nice hayatlar sanatla değişiyor. Bu yüzden, Adana’da sanat adına var olan her bireyin, her yapının bu kültür ocağına omuz vermesi, yarının sanatçılarına atılmış en anlamlı imza olacaktır.

Sanata ve sanatçıya gönülden destek veren herkese, bir sanat neferi olarak sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

İyi ki varsınız…

İyi ki sanatla yaşayan bir şehirdeyiz….

Sevgi ve saygılarımla . SABRİ GELİCİLİ