Ey sevgili! Bundan sonra yüreğin bir çocuğun mezarı olacak, ömrünce mutluluğun tebessüm eden gözlerini göremeyeceksin. Senin ve senin gibi sevginin değerini bilmeyenlerin hazin sonudur bu! İhanete uğrayanların, aldatılanların, ölümüne sevdiği halde zerre sevilmeyenlerin haklı isyanlarıdır bayrağım.

   Yüreklerinizdeki acıları, hüzünleri, kinleri, bütün kalbimle hissediyor, tertemiz aşklar adına karanlık sevdalara bir kibrit çakıp fırlatıyorum...

“Uğur böcekleri konduruyorum yüreklere,

Uğur böcekleri konuyor yüreğime,

Gökyüzü uğur böceği tarlası,

  Güneşi çıplak ellerimle tutuyorum.

 

“Yangınları acemice tutmadan önce görmeliydin beni

İbriklerinden şarap akan gözlerine yenilmeden

Ağaç konuşan evlerin mezarlıklarında kesilmeden muhabbetler

Kirli gülüşler sıska halatlara geçirilmeden

Mesafelere vapurun son yolcusu adımını atmadan görmeliydin beni.

 

Karış karış bildiğim bu çığlıklardan kaçıncı geçişim?

Nehirlerini, ovalarını, tepelerini adım gibi ezberlediğim

Bu çığlık! Bu amansız, zamansız… Ecel kadar eski

Atamadığım kulaçlarımı açmadan görmeliydin beni.

Umuda saldıran tenekeler büyümeden

Yaklaşmadan geceye dokunacak kadar

Şairlerimle korkularım kaynaşmadan görmeliydin beni

 

Mevsimsiz bakamıyorum aydınlığa

Yalandan kanat çırpsa da hislerim

Kucağımdaki gülüşlerin perdesini çekmeden

Sabahlara sarılan sis gibi

Günleri yırtarak karanlığa düşmeden

Gökkuşağını bütün renkleriyle sevmeden görmeliydin beni

Kinle aşk arasında tente kalbim

Yakıp yıktığın bir sevdaya hükmetmek marifet mi?

Boynumdaki şehirleri bütün cilvesine rağmen hediye ettim sana

Bu şehirler ki hangi nehirde iffet bırakır

Hangi yağmurun saçlarında ıslanır

Öptüğüm tüm şiirler kana bulanır

Harflerimden bir damla Tanrı düşmeden görmeliydin beni

Ki

Tarih boyunca tek Tanrılı dinler kana boyamış dünyayı

 

İhtimallerin alacakaranlığına sarılmadan görmeliydin beni

Alevden bir çerçevede ebedileşmeden

Dağılmadan ipliği kopan bir kolye gibi

Denizlerim kefenlenmeden görmeliydin…”

 

      Ey sevgili! Bundan sonra yüreğin bir çocuğun mezarı olacak, ömrünce mutluluğun tebessüm eden gözlerini göremeyeceksin. Senin ve senin gibi sevginin değerini bilmeyenlerin hazin sonudur bu! İhanete uğrayanların, aldatılanların, ölümüne sevdiği halde zerre sevilmeyenlerin haklı isyanlarıdır bayrağım.           

Yüreklerinizdeki acıları, hüzünleri, kinleri, bütün kalbimle hissediyor, tertemiz aşklar adına karanlık sevdalara bir kibrit çakıp fırlatıyorum...

“Uğur böcekleri konduruyorum yüreklere,

Uğur böcekleri konuyor yüreğime,

Gökyüzü uğur böceği tarlası,

  Güneşi çıplak ellerimle tutuyorum.

              Güneş yanıyor avuçlarımda,

              kızıl kızıl olmuş, sararmış bir gonca sanki... “

 Beyhude değil bu yangının, benim gibisin sen de!