Onlarca,bazen yüzlerce parçanın doğru bir şekilde birleştirilmesiyle tamamlanan yap-boz dediğimiz resimleri bilirsiniz.Önce öyle yada böyle bir şekilde resmi tamamlar,sonra bozar sonra yine tamamlarız.Bir şeyi denerken daha tamamlamadan bozup sil baştan başka bir şeye geçmek ve bunu sürekli tekrarlamak ise yap-bozluktan çıkıyor.’’Ali yazar Veli bozar ‘’ misali,birkaç kalemi aynı anda tutmuş bir parmağın neyi ,nereye, ne zaman yazacağını kimse kestiremiyor.

   İşte son yıllarda eğitim sistemimizin kısa özeti.Yeni tanıtılan müfredat demeye dilim varmıyor,çünkü her geçen yıl altta kalan eski yenilerin üzerine sürekli orantısız yenilikler koymaya çalışıyoruz.Yeni tanıtılan taslakta ise ‘’ eğitimden’’ maarife dönüş söz konusu.İşin tuhaf tarafı ise bu yeniliğin hiçbir kesim tarafından olumlu karşılanmaması.Üstüne üstlük hem öğretmen camiası hem de sendika cephesinden çok sert açıklamalar var.Öyle bir taslaktan bahsediyoruz ki önceki yıllarda yapılan icraatların neredeyse hepsi yok sayılmış.Uygulamalı eğitime geçileceği vurgulanırken bu uygulamalı eğitimin nerede ve nasıl yapılacağı bir muammadan ibaret.Kademeli bir şekilde başlatılacağı tezi ortada dolaşa dursun,şahsen pek çok şehirde,kasabada bu uygulamalı eğitim modelini kaldıracak atölye,laboratuar,konferans yahut spor salonu donanımlı okulların varlığı parmakla sayılacak kadar az .Üstelik sınav ülkesi olmamıza istinaden,soru çıkmayan derslerin dersten sayılmadığı,öğrenciler tarafından pek umursanmadığı bir ortamda uygulamalı eğitimi nasıl cazibeli hale getireceğiz ?

   Bu ülkede ne zaman birileri çıkıp,öğrencilerin ders yükünü hafifleteceğiz,onları spora ,sanata,müziğe yönlendireceğiz dese sınav yükü daha da arttı.Böyle yapmak yerine,bireysel becerilerin ve ilgilerin desteklediği bireysel gelişimi ön planda tutup ,bunun üzerine bir model geliştirmek daha faydalı olurdu.

   Ahlaklı,dürüst,çalışkan ,insani değerlere sahip,vatanını seven ve Türkçe konuşma diline son derece hakim bireyler yetiştirmek bizim yüz yıllık hayalimizdi,fakat geldiğimiz noktaya baktığımızda meselenin sistem mi yoksa uygulama eksikliği mi olduğu sizce de çok açık değil mi?