Meslek seçimi nasıl yapılmalı?

Çocuklar ileride olmak istedikleri yere nasıl karar vermeli, neleri baz almalı gibi çok fazla yazıyla karşılaştım bu hafta. Özellikle sosyal medyada önemli profesörler ve öğretim görevlisi, çocukların özellikle üniversite sıralarında okulların faaliyet kollarında yer almaları, projeler yapmaları, projelerde öncülük etmeleri, okulların başka faaliyetlerinde görev almaları, konuşmacı, planlayıcı, lider gibi konumlarda bulunmaları gelecekteki meslek seçimlerine ışık tutuyor.

Bence özellikle küçük yaşlarda başlayan kitap okuma alışkanlıklarının kazanılması da çok önemli.  Kitaplardaki öyküler çocukların hayal güçlerini geliştiriyor ve onları kendilerini görmek istedikleri dünyalara götürüyor. Günümüzde birçok kişisel gelişim kitabında da kişinin yapmaktan mutlu olacağı işi seçmesi için nelerin farkında olmalı sorularına cevaplar aranıyor. Türk edebiyatı olsun, alman edebiyatı olsun birçok önemli ismin yazdığı öyküler insanları bir dünyadan alıp başka başka diyarlara götürüyor. Bu yolculuklarda insanların fikirleri, düşünceleri, olumlu olumsuz tarafları, korkuları, kaygıları kadar sevinçleri, heyecanları ve arzuları ortaya çıkıyor. Çok küçük yaşlarda komşu teyzelere amcalara söylediğimiz kulağa komik gelen meslekler ileride okudukça şekillenip daha ciddi boyutlar kazanıyor.

Sadece okumakla da olmuyor. Bir davette gördüğünüz bir sanat akımından, daha evvel gitmediğiniz bir tatilde karşılaştığınız bir tiyatro oyunundan, resimden, danstan, müzik aletlerinden etkilenip bende buna katılmalıyım bende bunu yapmalıyım diyor içinizdeki ses size.  Sonra amatör bir şekilde ucundan kıyısından yapmaya çalışıyorsunuz. Yaptıkça merakınızın ve ilginizin daha da arttığını keşfediyorsunuz.  Daha çok o alanın içine girmek ve o akımla var olmak istiyorsunuz.  Aradan yıllar geçiyor bir bakmışsınız o akımın en büyük öncülerinden biri oluvermişsiniz, ödüller alıyorsunuz, bunu meslek ediniyorsunuz ve dünyanın en mutlu insanı oluyorsunuz. Neden mi? Çünkü sevdiğiniz işi yapıyorsunuz. Dahası sevdiğiniz şeyler uğraşarak para kazandığınız için hayatınızda çalışmak didinmek yıpranmak gibi şeylere yer kalmıyor. Çünkü sevgiyle aşkla yaptığınız o iş size bir işmiş gibi gelmiyor. Her sabah kahveniz elinizde sevdiğiniz bir manzarayı seyrediyormuş gibi bir hissiyatınız oluyor. Bu da sizi daha çok mutlu ediyor ve başarınıza başarılar ekleniyor.

Aslında düşününce çok da dağları devirmiyorsunuz değil mi? Sadece sevdiğiniz mesleği yapıyorsunuz. Bugün dünyada bunu yapan kaç kişi var acaba? Birçok kişi maalesef bunu yapamıyor. Ama onların da şöyle bir artısı oluyor. Hayatta daha iyi daha güzel bakmalarını sağlayan muhteşem bir hobi edinip işleriyle birlikte bunu yapıyorlar. Böylece yoruldukları o işler onlara çok kolay geliyor. Ya da o zorlukları insanın gözü görmüyor. Çünkü sevdiği ikinci bir hobisi oluyor. Onunla nefes aldığı yaşama tutunduğu mutlu olduğu…

Lütfen sizlerde çocuklarınıza fırsat verin. Sevdikleri mesleği yapmaları için elinizden geleni yapın. Yada sevdikleri bir hobilerinin olması için… Kitap, resim, müzik, dans, spor, projeler, bilim, teknik ve bunun gibi ne olursa olsun destekleyin ki hayata tutunsunlar.

Sağlıcakla kalın. Haftaya görüşmek üzere…